İpsiz Uçurtma
gök yüzü
sarısından sıyrılmış
kızıl laleydi
avuçlarımda açmış
yükseldim!
parmaklarımın ucunda.
herkestim
ama
" herkesin hiç kimsesiydim "
farkına vardım
ama
ağlamadım....
kabuğu ardına düşmüş yılan misali
ardıma düştü sıyrıldığım her şey
yükseldim
bulutlar başımla eş
ama değdirmedim
yalnızlığımı kimselere elleştirmedim
gördüm ki
hüzün yüzümde nakış
aynalara yalvardım
anladım
anladım ki
yer gök birbirinin aynı
bir ben farklı
bir ben el
bir ben herkesin hiç kimsesi
yinede ağlamadım.
tan yeri şafağa çaldığında
zifire düştü rengi
ama gece değildi
derlerdi ki;
"sabahın en koyu ilmeği dokunur şafağa gün dolandığında"
en karanlıklar bile sabahın muştusuydu
güneşin coşkusuydu karanlık
bir bende yoktu zifrin ardına düşmüş aydınlık
anladım
ama ağlamadım
itildiğim dünyadan
cennet özlemleri sardı
al beni yanına
vefalım...
Bu kadar güzel bir şiirin fark edilmemiş olması çok garip. Yalnızlık ve özlem bu kadar etkili anlatılabilirdi. En azından şiirinizin duygularımın başarılı bir tercümesi olduğunu belirtmeliyim. Teşekkürler.