Irgat
emekler verdin hayata
varlık yokluk savaşında
sen kazandın
vardın...
şimdi hasat zamanı
gülümse toprağa
hayata,
selam dur yer yüzünün güneşine.
dolu başakların boynu büküktür...
gitme...
şehir çorak
yalnızlık
yüzsüz.
kaybolmak var
kaldırımlarında kentin
aldırma
kalabalıklarına
dalma...
karasaban derler
toprak
nasırlı eller
desinler...
pınarlardan avuçlarında içeyim suyu
toprak kokulu
sen terle
alnından terin sileyim,
elin öpeyim...
düşme şehre
benzemez toprağın yüzüne
nadaslı yüzler
verim vermez bilesin
sen memeleketim
sen yüzü güneş yanığım
uzat,
uzat ellerinden öpeyim...
Çok güzel çok...
yine bura da bir karışıklı var kelimelerin acelesi var sanki? özne yüklem çatışması!!!
''pınarlardan avuçlarında içeyim suyu toprak kokulu'' ?
suyu;toprak kokulu pınarlarda avuçlarından içeyim
final;
sen memeleketim yüzü güneş yanığım uzat ellerinden öpeyim...
daha sade tekrar-a düşmeden bitseymiş final güçlü olabilirdi.
imlâ konusunda şiir üç noktalara boğumlanmış gibi aynı uzantıy-ı her son da yapmak bir teknik gibi görünse de şiir'in okunurluğuna direk etki eder...
önerim sadece yerli-yerinde kullanmanız demsiz geldi bana her yönüyle...
saygıyla...
Amele başlıklı şiir; Tema iyi, anadoluda ki bir annenin yanağı gibi Mart ayın'da uyanan toprak gibi
fakat; şiir'de bir uyumsuzluk gördüm
eme(k)ler verdin hayata varlık yo(k)luk savaşında
emek-yokluk ahenkli sert/koyu bir giriş altına serpiştirilen dizeler yumuaşak kalmış
sen kazandın vardın...
?
girişi çok düşürmüş
yine;
''en terle'' ... bölümüne kadar aynı sertlik ve akışda çok iyi devam etmiş* keşke aynı tonda ısrar edilseymiş şiir müthiş iz bırakabilirdi
''sen terle alnından terin sileyim, elin öpeyim...''
burada hem yumuşamış şiir hemde şiveye kaçmış, düşmüş dizeler
-terin-i ? -elin-i ?
Çok güzeldi.