İsimsiz Fısıltılar Yağmuru
şimdi senin ellerin kelam
ruhumun yıkandığı o yeri buldun
isimsiz fısıltılar yağmuru
damla damla sarılıyordun
inanınca daha hafifmiş boşluk
harflerle ilerledik uçurumlara
basamak şefkatli kucak açışlar
ve arzular varıyordu kuytuluklara
kimi maviyi getirdi kimi yeşili
ayakları olsun istemedik bu yolculuğun
durup dururken sevmekmiş meğer
hayal içinde yokluğu
sonra bilmem kalbim kaç bin kez
sınırsız direnişlerle düşledi bizi
bir şey eklemek gerekmiyordu peşine
kendi kendine kuruyordu gizini
sanki binlece sene tabanlarımızı
arzın atlasına zamkladı felek
eli ekmek tutan herkes bilir
bir aşkı düşlemekten daha kolaydır yemek.
sonra bilmem kalbim kaç bin kez sınırsız direnişlerle düşledi bizi
güzeldi şairim :)