Isıt Ellerimi Neva
Hiçliğin elleri okşuyor mutluluğun sırtını
Dondurma yalıyor bu yaz gecesinde deniz
Üstüne örtüyor hırçınlığını
Sen üşüme diye Neva
Onayı red sandıklardan çıkıyor yorgun düşmüş yolcu
İvedi lakırdılar meydana çıkıyor
Türkü çalıyor eksik zamanlar
Nakaratlarına sığınıyor burnu sümüklü çocuklar
Çocukça bir feryat deliyor göğü/ve unutuyor bulutlar yarınki büyük günü
Göç var yarın
Dumanların izleri kendini kamufle ettiği zamanlarda
Son veda
Son kalkış bu maratonda Neva
Parmağında son portresi çizilecek merhametin
Çizgi çizgi belirecek gün
Rotası olmayan bir gri meydan okuyor beyaza
Şaha kalkıyor kırmızı
Öfkesinde sırlar çoğaltıyor tuval
Fırça atıyor gitmelere
Bu son darbe
Neva
Şiirler kutsuyorum sana
Adaletsiz ışıklar yolluyorum
Payıma düşüyor renksiz bir tablo
Sanki âmâ oluyor dilim
Görmüyorum seni Neva
Varlıkla yokluğun bu hengamesinde
Isıt ellerimi Neva
Üşüyorum