Islak Bakışlı Martılar
"Önce zihnimde döndü durdu
O ıslak bakışlı martılar...
Ve nostaljik bir şarkının ezgisi
Sardıkça sardı bedenimi..."
I.
Bakış
Deniz, kum, dalgalar...
Güneşin sıcaklığı vuruyor gözlerime
Tenimde alışılmadık bir serinlik
Ve yalnızlığın sebep olduğu
O derin uçurumlu bakışlar...
Tebessüm...
Hani bir seyirmesi vardır yanakların
Şöyle hafif bir gülüş...
Ve sessiz bir sevinci gözlerin...
II.
Sorgu
Sonra ağırdan nakarata takılıyorum
Kasvetli olmasına aldırmadan havanın
Öylece akıp gidiyor... Kayboluyorum zamanda
Ve bir an geliyor ki
Sanki o mısralar asi birer anı
Ezilip kalma korkusu sarıyor yüreğimi
Kaldıramama... Yüzleşme korkusu...
Neyin sorgusuydu peki bütün bunlar...
Anın mı yahut zamanın harcanmışlığının mı
Bilemedim...
Acınası bir soru işareti kaldı öylece...
III.
Salıvermek
Hani bazen mevsimlerin çabuk geçtiğini söyler
Aynı şehrin aynı evin aynı penceresinden
Öylece seyre dalarız ara sokakları
Az uzakta sahile gidip uzanmak varken
Ortak bir üşengeçlik sarar bizleri
Dört duvar arasında dönüp dururuz
Bir de yalnız kaldık mı
Başlar o zihin yolculuğu...
Düşünceler ve duygular...
Rengi soluk anıların arasında kaybolabilmek...
Ve sessizliğine öylece katlanmak yalnızlığın...
Meğerse belli bir süre düşünüyor insan
Sonra bir salıverme güdüsü...
En sonunda da hiçbir şey olmamış gibi
Aynaya gülmek... Sanki delirmişcesine...
"Sonra kıyıdan uzaklaşıyor
O güvertesi sararmış gemiler
Ve güneşin çıplak bakışları
Çöküyor yine üstüme..."
Suskun çığlıklar karışıyor martı seslerine Hasan bey
Gülmediğimiz ayna kalmadı. Tebrik ederim Hasan Bey.