Ismail Olmak Gibi
şanı iki paralık ismail
ranza altında kestane pişiren
ısınmak için bir tutam umut beslenen
vücuda vuran ayaz seslerinde
yanık türkülerin
saz telinden cıkan itihar saffalarında
buruktur yüreği ismail in
şans eseri doğup
esaretin peşinden ölürcesine koşan
azgın bir hayvan gibi terli
bıkkın yılgınlık içerisnde
üç kuruşuna tama eden eğlencelikle
kuytularda nem yutan çiğerlerini saklayan ismail
bükkük küfetine ezilen
işci sıralarında hırpalanan
geç kalmışlığın verdiği
köy görüntüsünde ki
yan anlam taşıyan şehir ışıklarında
hıçkırıklarında göz yaşı tafrası yapan kaldırım çocuklarının
yüzsüzlüğüne
inatla ve kahırla inkar eden bir düzenbaz ihtimalinde
ismail olmak
basiretini
arnavut kaldırımlarına emanet edenlerden
biri o
ya da ne derler?
ismail olmak gibi....