Ismarlanmış Güneş
İşte şimdi çıplak ayakla seğirtiyorum,
Kurnazca saklandığım körebede...
Gözleri bağlı sözcüklerimin,
Sakın bakma ellerime...
Nasır bağlamış tuttuğun günden beri,
Müebbet hapsindeyim kayboldum gölgende...
Hep ben kaybediyorum misket oynarken,
Yuvarlanıyorum çığdan kopmuş kar tanesi gibi...
Gecenin beyazı düşüyor avuçlarımdan,
Üşümüş damarlarım kanarken...
Ismarlanmış güneşler çağırıyorum oyuna,
Sessizliğe inat yıkıldığım kuyularda...
Yüzüme tırpan izi değmiş, bakışlarından arta kalan...
Harman yerinde düvenin tırnakları dolanır belime...
Ayrılır sevmelerim başıma yakın yerden,
Acıtma canımı sırtımda üvendirenin izleri...
Bir koşumluk dönüyorum peşinde,
Ah sevdiğim ölüm kaç kez yoklar ki nefesi...
Annesine küsen çocuk hırçınlığı,
Pamuktan şekerimi yağmur çalınca dudaklarımdan...
Mısralar sallanır rüzgârın sol kefesinde,
Bir ileri bir geri ağlar bakışlarım...
Biliyorum gidiyorsun ay dönerken evine,
Issız bahçende toprağınım, sürmeye gel yine...
Gaziantep
Ocak/2012
ohh be en nihayet okunulacak kalpte iz bırakan bir şiir bulabildim kutlarım hocam bizler seğirtmeyi biliriz...şimdiki nesil koşmaktan anlar hoş onlar internet başından kalkıpta koşmaya vakit bulamıyorlar amma biz KÖREBEDE oynadık Aşkın peşinden bir kez yüzünü görebilmekiçin çokta seğirttik
Merhaba Zekeriya Bey,
Sizi yeniden okumak güzel..
Güzel bir şiirinizle aramızda olmanız sevindirici..
Hoş gelmişsiniz👍
tebriklerimi bırakıyorum şiir sofranıza ..Sizi burda da görmek güzel ...Saygılar...👍
okumaya değerdi.tebrikler..😙