İsmet Baba
Sahile adını bırakan
Issız iskemlelerini eliyle boyayan
Bardaklara yalnızlığını koyan adamdın sen!
Şimdi sana benzemeyen bir boz ayı
Sallıyor çayı bardakta,
Yakışmadı diyorum bu sevda yakışıklı bir adama!
Uzadı da gitti bir milyon türk lirasına
Martılar aç kaldı, Kuzguncuk sessiz,
Çaylar demsiz, aşıklar şiirsiz...
Çırağan'da sessiz dansları kuşların
Boğaziçi üşüdü karton bardakların buğusundan
Sen kaldın, bir de adın İsmet Baba!
Seninle büyüyenler küçüldü bu şehirde
Sen gittin, istimlak edildi duygularımız
Kaldık bir gitarın bam teli gibi Kuzguncuk' da.
Gittin! Çınaraltı sokaklarının taşlarını söktüler
Gittin! Paşalimanı caddesine çöktü değnekçiler!
Bizden çok Neriman abla üzüldü gidişine
Hani her sabah rakısına buz kattığın,
Sararmış bıyıklarından bir de sigara ısmarladığın....
Yarım kaldı meşhur rakıların gibi bu şehir.
Yarım kaldı hayaller...
Mavi gözlü bir adam geçti buradan
Sen gibi, sana benzeyen,
Neriman abla koştu cama,
Bardaklar düştü Çınaraltı'nın siyah asfaltına
Elleri kelepçeli bir adam geldi, son kez baktı Neriman'a
'Değişen neydi ki dedi' kadın, elinde viski bardağıyla
' Dudakların' dedi adam,
Sustu kadın gizli rakı bardağının soğukluğuyla
Adam arkasını döndü, Neriman kapattı camları kırık duygularıyla
Ve kayboldu İsmet baba Kuzguncuk'un dar sokaklarında...
Emeğinize kaleminize sağlık Uğur bey tebrik ederim saygılarımla
Tebrikler değerli kaleme selametle
Her semte lazım böyle babacan İsmet babalar. Ama hiç gitmemek üzere... Gel gör ki her hikaye mutlu sonla bitmiyor. Tıpkı şiirdeki gibi... Bak aklıma ne geldi. Diyorum ki, bu şiirden sağlam bir hikaye çıkar. Yazsan da okusak. Buruk da olsa keyifliydi okuması. Muhabbetle selamlıyorum... Esenlikler dilerim.