İsminde Vefa Yok
Bir sokak lambası puslu ve fersiz...
Uzaklarda tren hıçkırıkları...
Tozlu kaldırımlarda bir gölge sessiz;
Yürüyor ruhunda cam kırıkları...
Yürürüm, ensemde bir silik gölge:
Kâh sağa, kâh sola titrek savrulan.
Sevginin solduğu bu izbe yerde,
Saldırır ruhuma kara bir yılan.
Dudağımdan çıkmaz boğuk feryatlar,
Bir at şaha kalkar vefasız gece.
Hala hayalimde silik imbatlar:
Yaşanan serencam zorlu bilmece...
Sen ve aşk ve ölüm gerisi yalan.
Gönlümün albümünde soluyor resmin;
Beni bu sarsıcı hayale salan,
Bir kelime, üç hece yakıcı ismin...
İsminde vefa yok, cismin de öyle.
Vefasız kayalar, bulanık nehir...
Hayat mı yıllardır sürdüğüm böyle?
Ölüme eş değer içtiğim zehir.
Yürürüm dilimde sevda türküsü,
Kan dolan ruhumda gizli yaralar...
Bizim hikayemiz hüznün örgüsü...
Depreştikçe, ruhum hüznü aralar.
Çıkmaz sokaklarda kaybolur gövdem...
Kelepçeli ruhum onun peşinde.
Seni şimdikinden fazla sevmesem;
Akkor sevdam söner aşk güneşinde.
Derdime bir derman bulmuşum yalan,
Sensizliğe sensin en keskin ilaç.
Bir kırık şiirdir elimde kalan,
Bir de kalem; madeni esrarlı ağaç...
Sen ve ben ve sevdam bir sacayağı;
Kırık ve dengesiz bir yerde halim,
Bu serseri ömrün bana kıyağı
Sensin yitik sevdam gel olma zalim...
Çıkmaz sokaklarda kaybolur gövdem...
Kelepçeli ruhum onun peşinde.
Seni şimdikinden fazla sevmesem;
Akkor sevdam söner aşk güneşinde.