Issızlığın Ortasında

Meydanda
kalabalık akışıyor yine
Dali'nin tabloları gibi
önce karışıyor birbirine
sonra ayrışıyor
bambaşka dünyalar sunuyor fark edene
sinir bozucu bu sel
boz bulanık
sığ ve her zaman uyanık

çıkmalı bir duvar üstüne
yada bir camii minaresine
avaz avaz bağırıp 'durun' demeli
yada sessizce bu kalabalığı büyülemeli
büyülemek
durdurmak
dondurmak
kurtarmak gerekli
arada sıkışıp telef olanları
felaketlerden kurtarılacak ilk demirbaş
aşk
aşkla yatıp aşkla kalkarken
aşk şarkıları dinleyip dururken
aşkla soluk alıp aşkla soluk verirken
nereye saklanmış olabilir aşk
Aşkkkkkk!
ilk büyülü kelime bu işte
minarelerden ezan sesi yerine
kurşun yağmuru gibi
yağıyor aşk
a-a-a-a-a-a-a-
şşşşşşşşşşşşş
k
meydanda tüm camlar tuz buz oluyor
usulca
meydanda aşk cam kırıkları ile yağıyor
usulca
meydanda aşk saplanıyor
her bir insanın her bir yerine
meydanda çatlatıyor tüm sokak lambalarını
aşktan parçalanmış cam kırıkları
meydan gelincik tarlası
kimse durmuyor
kimse duymuyor
kalabalık akışmaya devam ediyor
...
kalabalığın elleri var
kolları, ayakları, bacakları var
ama yok gözleri
bir çift sıcak samimi göz görmeyeli
kimbilir kaç asır geçti
yoksun, yalnız, terk edilmiş bir serseri şimdi
bir duvar üstünde
bir çift sıcak samimi
gözün peşinde
...
bir kelime daha düşüyor zihnine
bakmak
gözleri çakmak çakmak
bildiği tüm bakmak-ları
savuruyor yara bere içindeki insanların üstüne
tarlasına tohum saçan bir çiftçi edasıyla
her bir başakta bir çift göz olsun istiyor
bakmasını bilen
her bir başaktan bir yol gitsin istiyor
sonu sevdada biten
bütün bakmak-lar
daha caddeye düşmeden çürüyor
kararıyor tüm taneler
bir küpün içinde toplanıp
bin yüzyıllık uykuya çekiliyor
keşf edilmeyi bekliyor
...
titriyor şimdi elleri
titriyor şimdi kirpikleri
uzun bir seferden bomboş dönen bir kaşif gibi
başını önüne eğiyor
kalabalık akışmaya devam ediyor
düşünceleri kilitlenmiş
nefessiz dehlizlerden geçmiş
ıssız ayazlarda dinlenmiş
ihanetlerle sevişmiş
kardeşleriyle cenk etmiş
düşünceleri
şimdi uykularını kaçıran
ağustosta donduran
halsizken azdıran
düşünceleri
kendi kendine düşman
düşman kalabalıklara
ancak kendini değiştiren
büyü yapabilir bir başkasına
birden tüm sihirli kelimeler siliniyor aklından
her bir insanın elinde bir uçurtma
her bir insan bırakıyor iplerini
uçurtmalar kayboluyor karanlıkta
uçurtmalarda bir iki çizik şimdi
onca anlam taşıyan kelimeler
kelimeler yorgun
kelimeler biçimsiz
kelimeler manasız
aşk
bakmak
merhamet
sarmak
savaşmak
adanmak
kurtarmak
yüzlercesi istifa ediyor o gece
tüm rütbelerinden vazgeçip
döküveriyor yıldızlarını
uçurtmaların üstünden
kalabalığın üstüne
belkide son yıldız yağmuru bu
biri bir tekini görmeli
ve yakalayıp sahiplenmeli
kimse fark etmiyor son yıldız yağmurunu
kimse fark etmiyor kelimelerin ıssızlığını
...
inceden bir türkü düşüyor içine
sessizce
duvarın üzerinde
bir türküyle ağlamak
geceyi bir duvarın üstünde
uğursuz bir baykuş gibi geçirmek
bir akvaryuma hapsetmek geleceği
gün doğumunda çekip gitmek
meltem esintisi gibi iyi geliyor gönlüne
birden bire biri
bir sigara uzatıyor bu uğursuz serseriye
sessizce eşlik ediyor türküsüne
gözleriyle
sıcak samimi bir çift göz
kalabalığa bakıyor
kalabalığın elleri var
kolları ayakları bacakları var
ama yok gözleri
iki çift göz
iki gece feneri
duvarın üzerinde
sevişiyorlar
gözleriyle sarıyorlar birbirlerini
ve dokunuyorlar sahipsiz kelimelerin
en mahrem yerlerine sessizce

12 eylül 2009

09 Nisan 2011 10 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 👍👍uzun soluklu güzel bir aşk şiiriydi. kutlarım şairi..

  • 13 yıl önce

    Issızlığın ortasında güzel bir şiir, kutlarım içtenlikle Tülin hanım...👍😙👍

  • 13 yıl önce

    ..ıssız bir alana düşmüş tanımsız kalabalıkların biçareliğinde toparlanamıyordu aşk öyküsünde rahat değildi destansı bir dile sığınıyordu güzel şiir..teşekkürler tülin hanım..tebrikler...