İstanbul
Ne sen bana alıştın
Ne de ben sana yakıştım İstanbul
Ben buğday bakışlı rüzgâr kokuşlu
Sen kamçılı arzuların düşsel diyarı
Toprak kokan ellerim çatlak dudaklarım
Aykırı düştü ışıklı panolarına
Değişmeyen coğrafyama bakıp
Künyeme taşralı yazdırdın
Sözcük üretemedi dilim maço dedin
Karasal iklimi tavırlarım
Hep cahilliğimin hamalı oldu
Yine de zillete sevdalanmadım
Hiddete vurulmadım
Bıçkın delikanlılığımın raconuna
İhanet yazdırmadım
Senin tedavülden kaldırdığın sevdaları
Ben bıçak gibi taşıdım
Sen Leyla taslaklarıyla uğraşırken
Mecnunları fotokopiyle çoğaltırken
Ben bir kaşa bir göze can adadım
Sürgün su misali yürekten aktım
Aktım da tarih şeridinin
Hep ilkel kısımlarında kaldım
Gömdüm durdum kahır kazmasıyla
İnsanlığımın unutulmuş yanını
Sonunda acı dolu ömrüm
Bir nikotin bağımlısı gibi
Düştü yoksulluğun kucağına
Gecelerim karanlık gecelerim puslu
Hayallerim öfkeli duygularımda isyan
Ve ellerimde Yirmi Birinci Yüz Yılın nasırları
Sende uygarlığın gelişmiş adımları
Ne sen bana alıştın ne de ben sana yakıştım
İkimiz için de çalıştı oysa kum saatleri
İkimize bir güneş doğdu ikimize bir şafak söktü
Sen eğlenceden eğlenceye koşarken şöhret yaptın
Ben acının koridorlarında fiyakalıydım
İhaneti ambalajlayıp koyamadım yüreğimin raflarına
Senin gibi reklâmını yapamadım duygularımın
Karakter satın alamadım nostalji çarşılarından
Doğallığımı yargıladılar
Meğer ne utanç vericiymiş taşralı oluşum
Bu yüzden çoğu gecelerde varlığımdan kuşku duydum
Arayıp arayıp da bulamamak vardı kendimi
Kaybolmak vardı
İnsanlığın temel ilkelerinin satıldığı
O Arabesk sokaklarda
Bir yanım doğuda kaldı bir yanım batıda
Sen, sen aydınlar şehri İstanbul
Aklın terazisine koysaydın ki eğer
Benim urbama göre bana kimlik vermezdin
Ben Anadolu'ydum çünkü ben Anadolu
Toprağında bereket
Yiğidin harman olduğu memleket
Alın teri, bilek gücü
Kalemlerin yazmadığı daha nice nice
Sevdaların bekçisi
Sen, sen yedi tepenin asilzadesi
Medeniyetin çılgınlığında yol almaktasın
Ben, ben varoşların soylu kölesi
Günün suskunluğunda susturulmaktayım
Göz göze gelsek de uyuşmaz bakışlarımız
Harmanımız bir iken hasadımız bir iken
Sana düşer nedense denesi
Sana çalışır kaderin hilesi
Bana kalan sap saman
Ne yamanmışsın be sen İstanbul
Sen ne yaman
Göz göze gelsek de uyuşmaz bakışlarımız Harmanımız bir iken hasadımız bir iken Sana düşer nedense denesi Sana çalışır kaderin hilesi Bana kalan sap saman Ne yamanmışsın be sen İstanbul Sen ne yaman
Harika bir şiir ve harika bir yorum.. Kutluyorum Şairemizi.. Tebriklerimle... Tekrar böyle güzel şiirlerde buluşmak dileği ile Sevgi ve saygıyla esen kalın Yurdagül Hanım...
İstanbul örneği ile köylü-kentli çelişkisi ve değer yargılarındaki karmaşa sergilenmiş. Haklı görülebilecek sitem egemen olmuş. Taşralıyı temsilen yenik düşülmesi vurgulanmışsa da kanımca, kaybeden İstanbul'dur.
Sağlam dayanaklı güzel bir anlatım.
Kutluyorum.
Merhaba, öncelikle hoşgeldiniz diyorum. İyi ki geldiniz. Şiiriniz hem içerik hemde edebi açıdan çok güçlü. Şiirlerinizin devamını bekleriz. Güçlü bir kalem bu. Mutlaka devamı olmalı. Tebrikler ve teşekkürler. Sevgilerimle...
Sade,içten ve akıcı sitemin güzel yansıtıldığı güzel bir şiirdi.Kutluyorum dost kalemini.Saygılar👍😙