İstanbul Masalım
kör aşk masallarını içimden söküp attığım gün
aşk görürdü pierre loti
ki şifrelendi taşlara nakkaş eliyle asitane
gözlerim
acısına tütün basan yama yapılmış çocuk gözleri
taş duvarlardan devrilen insanlar
omuzlarım çarparken kalabalığa
sıkılmış yalnızlıktan istanbul ütopyasında
kim bilir
bilinmez elbet
ayaklarımızı götüren
ellerimizi kirleten acılar varken yüzümüzde
sonu dört kollu
sararken vedalarımızı
içimizden geçendir bir hayaletin silueti
kanatları alaca melek
gözleri kahve deniz
sen esirken bir masalın gölgesinde
ben geldim kentine ey sevgili
sevdim vurgun yemiş istanbul sokaklarında
ahh yar
istanbul
hayal-i cihan
bilmediler
görmediler
içinde sokak sokak kalbim yandı
birde sen geldin ya istanbul yüreklim
yedi tepe dört iklim cennetim
şimdi iki kere özlerim
iki kere severim aşkın baş kentini
çatmasın kaşlarını memleket
sen ordasın ya bense uzaklarda
ahh yar
sen benim istanbul surlarında ezberlediğim
savaş aşkım
o yüzden
kendini bilmezdi şiirler
bir ucu x kentin göbeğinde atılan nâr-ı aşk
bir ucu benim kentimde harlanan küllenmeyen cellat senfonisi
at içinden at içimden bu kenti
bomboş bir kağıt değil mi toprak gök
hiç sevmemiş
hiç sevilmemiş
şimdi gözlerinin kahvesi bulaştı dudaklarıma
falında seni çiziyorum o boş kağıtlara
ey istanbul ruhlu sevgili
sen koynunda bir güzelin
bense her kızıl ufuğu bekleyen
garipçe yıldız
karanlık uykularını süsleyen
ve her gece yeniden başlayan
istanbul adlı masalı bekleyen
ey aşk kokan güzel
seni de ancak istanbul kadar sevebilirim
ve şimdi sende istanbul kokuyorsun
gözlerimden yağ
son kez istanbul kokan içime
06.06.2013 / Şair-i Gülhan...192
şifresi "aşk" olan her yaranın dönümüdür şairlik ve en çok şiirdir sol yanın tarifinde hecelenen sözler.. sen kalemi konuşturan güzel insan gönlüne sağlık
Elleri cennet kokan ablama çok ama çok teşekkürler.... sevgi ve saygımla...