İstanbul Yorgun
Koltuğa yığılmış kocaman bir mazi
Kayıp gidiyor ellerimizden, gözlerde duman
Sabah, yemin etmiş gibi ağırdan alıyor
Ayağa kalkıyor oturmuş duygularımız
Ben bu gece karanlığı örmeliyim
Olur ya uzanırım saçlarından
Beni düşürdüğün okyanusları aşıp
Güneşsiz zamanlara
Ben bu gece güneşe dönmeliyim
Özleme çalan yüzümü eritip
Gülümsemeliyim ışığını kaybetmişlere
Yalnızlığı ağlatan kalabalıklara
Bir garip olduk işte hepimiz
Parıl parıl sevdayı tutan ellerimiz
S/oldurduk her şeyi mevsimsiz
Hiçbir yere sığmıyor ruhlarımız
İstanbul yorgun, bedenlerimiz gibi
Yalan sevgilerle dolu deniz ağlamaklı
O şarkı öyle yazılmamalı
Köprüleri sallamalı yalnızlığımız
Bir tufan daha olacaksa eğer
Sürün yalnızlıkları kayalıklara
Çöksün umutsuzluğun girdabı
Adın kalsın sadece kumlarda
Şehir sana uyansın bu sabah
İstanbul ağlamasın sebepsiz
Ağlamasın sensizlik
Ürkütmesin gözlerinden sonra
Öldüren sessizlik
Konuşma ne olur
Sus bu gece...
Gözlerin kalsın
Sen git bu gece
Konuşma ne olur Sus bu gece... Gözlerin kalsın Sen git bu gece
Tebrikler yüreğinize ve kaleminize sağlık.
İstanbul yorgun insanlar yorgun, ruhlar yorgun...
Sessizliğin sesi olmalı azcık da...😅
Güzeldi Şulecan...