İstanbulca
Ve ben,
Guguklu saatini Galata köprüsüne asan.
Yemlerini Türk tarihinin kavruk tadından alan.
Uzadıkça gün batımları, denize biraz daha aşık olan.
Basma kalıp bir ayakkabı boyacısıyım,
Tütününün rengi bıyıklarına vuran...
Bir yanım Anadolu, bir yanım Avrupa
Kopamadım ki bu sevdadan senden sonra.
Nazlı nazlı süzülürken güvercinler,
Aç bırakamadım yetimleri bu sevda sokağında.
Adına transparan kelimeler takan Taksim çocukları
Sıkışınca kaçan taksicilerin korkaklığıyla geldiler bana.
Tarlabaşı değildi oysa kıssadan hisse,
İstanbul'dun sen benim gözlerimde.
Vurdukça sallanan o gülle,
Zeyintinburnu'ndan çıktı bu bitmez nezle...
Teşekkürler güne düşen güzel satırların şairine. Tebrikler, başarılar