İstanbul'da Gülmek
Nazım Hikmet'e benzemektir bir bakıma,
sisli ve yorgun gözlerinden
mavi bir yelkenli yol alırken
hiçbir denize kıyısı olmayan Ankara'ya.
bilhassa, kendi yalnızlığına gülebilir insan bir güzel ağlarken
güvercinler gurultu kuşatması altına aldığında
pencere eşiğini ve her tırnak tortusunda,
hep bir mektup yazma teşfiğidir uzaktaki kadına.
ve hep o kadına,
karlı bir dağ çizmektir camlardaki buğuda
yeşile dargın göllerde kırılgan nilüferler yeşertmek
ve biraz da simli camlardaki mavilikte boğulmaktır.
benzemek Nazım'a
İstanbul'da gülmek ve ölmektir biraz da
bunca kavganın bunca acının arasında
bir de aşık kalmayı başarabilmektir o kadına
.....
Nazım Hikmet'e benzemektir bir bakıma, sisli ve yorgun gözlerinden mavi bir yelkenli yol alırken hiçbir denize kıyısı olmayan Ankara'ya ............. Ankara ya taşınma haberini almışken yeni Yazılır mı bu şiir ,seni deli..
Tebrikler Yalçın..
ve nazım der ki; gelsene dedi bana, kalsana dedi bana, gülsene dedi bana, ölsene dedi bana, geldim-kaldım- güldüm- öldüm👍👍👍tebrikler şair👍
onca acıya aşkı var edebilmekdir birazda nazım olmak hasretler parangalara vurulsada şiir yazmaktır inadına birazda nazım olmak
DİKKAT:BURADA ŞİİR VARDIR tebrik ve saygımla