İstanbulursun.
şimdi ruhun ilkbahar, uyanmıştır böceklerin
yükselen ateşin, etinde yürüyen kuduz ısırığından keskin
bir yandan güneşi çimdikliyorsun, etek pikelerinle
annen gelinlik giyindiğinde
taksim boylu boyunca komada yatıyordu
tabi ki bilmiyorsun sen meydanların son durumunu...
aşk ağının ipleri: at kılından bir makam
dört-nal, tek tel!
zardan girince ekosuyla tamamlar makamını
bukleli adımlarınla yaylı, yaylı basıyorsun ne fena
bu gidişinle peşine düşecek
The Marmara
ne fena
bedenine iki numara büyük sözler de iliştirirler döşüne
bilemezsin günün anlam ve önemini kadehlerde
bu kaldırımlar var ya, anasının anası
bilmukabele! Dudaklarına atık şişe dibi sürerler kan kırmızı...
demedi deme
yeni yetme...
hoşbuldum ve de tşk. ettim nebile hanım...
ailemize hoşgeldiniz... değişik bir tarz aslında.... kurgu ilginç... imgeler özgün... tebrikler şair👍👍👍
tşk.ederim abidin bey... yorumunuz yerinde bir tesbit...
İlginç bir bakış açısı. Haklı bir uyarı. Güzel bir şiir. "İstanbulursun" da belanı bulursunu çağrıştırıyor ama "demedi deme"niz önemsenmezse ya da unutulursa.
Kutluyorum.