İstavrozları Söküldü Şehrin
Eğdi boynunu
Metruk bina
Vurulmadı pirinçten kapı tokmağına bir daha.
Aşk adımlı sirtaki
Dönemedi sofaya asla
Al basmalı Rum kızının meşki tükendi zamana.
Teknede yıkanan çamaşırın
Köpükleri salınmadı o kumsala
Tekneler odun,dökümden sobalara.Kumsallar beton oldu.
Aşkları korlaştı evin
Közlendi örümcek ağından yatak odasının pencereleri
Cumba zamana, zamanlar cumbaya bel verdi, eğildi
Omurgaları kamburlaşmış, dibini gölgeleyen çınar gibi.
Son uzo kadehi o gece kırıldı orada
Şafakta güneş farklı doğunca
Son sarhoş narası,
0 gece gramofon sesine ürkerek karıştı.
Umutlar bohçalandı
Kurşunlar düştüğünde yamaçlarına
Mermi seslerinde unuttular aşklarını,
Aşklarını damlattılar gözlerinden
O süslü kapının taştan eşiklerine, kaçışırken
Canlarını çeyizlediler sadece
Sandıksız çeyizlere
Ve gittiler.
Eğdi boynunu
Metruk bina
Vurulmadı avuçlar pirinç kapı tokmağına bir daha.
Kırkikindilerde yıkanıyor artık tozlanmış, viran balkonları
Camları silemedi gözü oynaşlı Rum kızı, güneş batımlarında
Meşe dumanı tütmedi bir daha
Omurgası eğri tuğla bacada.
Gıyabında öldüler bu şehrin, hasreti rimelleyip gözlerine
Körfez görmeyen betonarme evlerde soluksuzlaştılar,
Özlem bohçaladıkları
O sandıksız çeyizlerde saklı, beyaz kefenler ile,
Gömüldüler farklı zeytinlik diplerine.
Vaftizlendikleri çanlar
Zangoç ellerinde, salınmadı öldüklerinde
Zira istavrozları söküldü bu şehrin.