İstedik ki
ekim de gidiyor, güzelim
89 güzünü de yarıladık sayılır
yarıladık sayılır sevdamızın ömrünü
nice zıpkınlar yedik, kan köpüklü sularda
zulüm, bir burgu gibi oydu yüreğimizi
ölüm tâcirleri gördük
gelgelelim yılgınlığa kaptırmadık paçamızı
gökyüzünün sereserpe mâviliğini
yeryüzünün çalkantısını, dinginliğini
yaşamımızın yaralı târihine
sözcük sözcük işledik
buğusu üstünde ekmeği
özgürlüğün gül rengini
barış geleneğini
özveriyle savunduk
istedik ki: konuşmak gülmek sevişmek
gök çıngısı, can yongası, çiçek kokusu
yönetsin dünyayı
istedik ki: her öksüz, yıldız tozlarıyla donansın
1989
(*): Eliz Edebiyat, Nisan 2015, Sayı 76