İstenmeyen Şiir
“İçinde düş, umut ve sevinç taşıyan tek sancı doğum sancısıdır
Şairin şiir sancısı gibi… “
Aşka, sevmeye, sevilmeye
-savaşa inat- bir tankın gölgesinde toz toprak sevişmeye
Barışmaya
Çok dilli… Çok sesli sözcüklere
Gülüşlere
Ve istenmeyen bir şiire gebeydi kalemim;
Hece hece/ mısra mısra/ inim inim
Parmak uçlarımda doğum sancısı çeken…
Harflerin/ hecelerin
Her satırda söze kalkışan dilin;
Kendini afişe etmeye hazır gizli bir özne gibi
Düşlerimle yata kalka
Başıbozuk bir nehir gibi yüreğime aka aka
Aklımın bakir rahmine döllediği yasak bir çocuktu şiir;
Beyaz bir sayfaya erkenden düşürdüğüm…
Ve “şair, şiirini erken düşürdü” diye “kalemin rahminden sayfaya “
İhbarlar yağıyor devletin kulağına
Siren sesi…/ telsiz sesi karışıyor imgesine şiirin
Göbek bağı kesilmeden daha
Sayfaya üşüşüyor polisler
Derdest ediyorlar, kâğıdı kalemi
Ve şiirin üzerinde arayıp buluyorlar
Şairin yürek izini…
Kâğıt, kalem suç delili
Ortalık şiire batmış, izler sabit
Şair tutuklu
Şiir firarda
Düş yollarında…
Delil torbasında
Kendini şiire siper ediyor kâğıt
Dilinin ucunda iflah olmaz bir şiiri saklı tutuyor kalem…
Dilinin ucunda iflah olmaz bir şiiri saklı tutuyor kalem… o şiir artık aksın gitsin... yara kopmadan finaller olmaz ... kutlarım kaleminizi... sağlıcakla..
Oysa ne demiş şair söylediklerimizden çok söyleyemediklerimizden sorumluyuz Kutlarım Savaş bey