İsyanların Yüzü Eskir , Hüzünlerin Rengi de

Aşka kırgın olduğumuz günlerde
Güneşe bir haller olmuş, aksamıştı bir şeyler.

Mutsuzluk yatmış kapı arkasında pusuya
Ve çat kapı girmişti içeri.

Sözcükler çoktan yitirmişti hükmünü
Artık iki kişilik yalnızlıkları bile yaşayamıyorduk...

Hüzünlü coğrafyaların
Hüzün kokan mevsimlerinde
Kendimize bile inandıramadığımız
Kalabalık cümleleri imzalıyorduk...

Yanlış rüzgarların fırtınası
Savurup atmıştı yüreğimizi
Öyle ki
Yorgun düşlerimize bile gidemiyorduk...

Sen benden gitmiştin
Ben de sende yoktum artık...
Şimdi yaralı kuşlar gibiyim
Nereye baksam kan revan
Dinmeyen bir çığlıksın artık yüreğimde.

Ve ben çığlığıma tütün basmak için
Kalan gücümle çabalıyorum.

Kopkoyu bir hüzün sarıyor düşlerimi
Oysa biliyorum,
Biliyorum ki küstah bir duygudur hüzün.

Ve kuytularda sakladığımız şimşek gibi öfkelerimiz
Hüznümüzü bile ortak eder kendine...

Daha düne kadar
Yamalı sevdalardan arta kalan zamanlarda
Kocaman düşlerimi yüklenerek yürüdüm hep
Hayata posta koyan adımlarla.
Şimdi ise kalbim küstü
Ve terk etti evini.

Çokça bir şey değildi istediği
Kocaman demetler halinde istemişti yüreğini
Sen küçük tutamlarını sundun ürkerek
Kaçışında ürkek oldu, bir rüzgarlık ömür biçtiğin sevdadan.

Artık biliyorum,
Biliyorum ki isyanların da yüzü eskir
Hüzünlerin rengi de...

07 Temmuz 2011 64 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar