İthaf

Kızıla bürünen gözlerinden okunuyordu
Sabahın alaca karanlığında
İçindeki her bir acının izi.
Yumruk gibi şişmişti
Henüz yirmi iki'sindeki çakır gözlü kızın her iki gözü.

Belli ki gözlerinden dağıtmıştı,
Aşkın sadakasını
Beklemeden sabahı.
Taş bile olsanız çatlardınız orta yerinizden,
Görseydiniz sevgiliye çektiği ahı.

Neydi onu bu hallere sürükleyen şey !
Kendi bile tam bilmiyordu.
Belki de yerli yersiz bir kıskançlıktı.
Ya da;
Sevgiye ve sevgiliye duyulan bir hasret, bir açlıktı.

Belli ki,
Sarı saçlarını bir gönle dolamıştı
İçin için ağlıyordu.
Çoruh gibi,
Fırat gibi içten içe çağlıyordu.

Bilmiyordu ki,
Suya hasret yürekler gibi,
Ummanlar yolunu bekler.
Hak katında makes bulmazmış yanmayınca yar !
Arz olunan dilekler.

Söyler misin !
Fırtınanın şiddeti ne kadar çok olursa olsun,
Martı sevdiği denizden vazgeçer mi ?
Bir damla aşk düşmüşse şayet bir gönle, sineye
Artık ona söz geçer mi ?

Kara tren dağları dolanıp gelmese de,
Bir selâm,
Bir haber yeter.
Beraber çıktık biz bu yola,
Beraber yürüyeceğiz ölümüne beraber der.

Adı bende saklı
O sevgiliye ithaftır bu şiirim
Bir türlü kabuk tutmadı özdeki yaram.
Seni bekliyorum bıraktığın aynı yerde
Mahşere dek, ey bahtı karam.

17 Aralık 2014 606 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 10 yıl önce

    Seni bekliyorum bıraktığın aynı yerde Mahşere dek, ey bahtı karam.

    tebriklerimle

    👍👍👍

  • 10 yıl önce

    Eyvellah usta. Saygılarımla

  • 10 yıl önce

    O yürekten sevilen ve yüreğin tam ortasına giren her zaman bir kişi oluyor ve insan kavuşamasa da onun ömrünün sonuna kadar unutamıyor...👍