İtikaf
durma aç bu kapı efsunlu kelimelerin hakikat kapısıdır
gör ki iki sala arası başını öne eğenlerin direnişiyle karşılaş
avluda kırk ölü var kırkının da sandukasında ayrı ipek
sadakatte en güzel haldir ulu'l-emr ticarette ise Tanrıya canını vermek
oysa benim halimi anlayabilecek tek adam sendin Zahid
uzun zaman önce üç beş çaputa sen de zalimlere gittin
köhne bir vakıf malıyım şimdilerde atsan atılmaz satsan satılmaz
Ne zaman çınlasa kulakları can evimin
öncesinde senin derin sessizliğinle karşılaşır ruhum
sonra düşüncelerinle çarpışan bir avluda bulurum kalbimi
holden kapıya doğru serilmiş her kilim için bir ıstıraptır bu
üstüne basıp geçenlerin hüznünde boğulur içim
keşke terlik sesleriyle dolu bir evimiz olsaydı demiştin
şimdi herkes kendi dünyasının mimarı hatırlatırım
kapılar çalındığı zaman açılıncaya kadar geçen sürede
zilin çektiği çileyi bir ben bilirim bir de annem
artık pencerelerden yol gözleme zamanı değilse bile
kavrulmuş hedik kokusu gibi hep burnumda kalmış bir sızıdır
Ayetel kürsi ile yola çıkamamamın o derin boşluğu
bu yaşta her yön çıkmazlığıyla meşhur bir tabeladır artık
ne erken gidebilirsin ne de geç kalmak için bir bahanen vardır
yazmak kendini kandırmaktır artık sabır taşını çatlatmaktır
kanadı çekik bir güvercinin göğe bakıp durması gibi boş
inadına bir hakikat için devrin bekasına sırtımı dönüp ısrar ediyorum
benim gülen yüzümden feragat edecek bir hayalim de yok
nesin diye soruyorlar ya durmadan olsa olsa bir devrin yosmasıyım ben
deriden kaplı kitapların içinde tıkılı kaldığım o son günden beri
sen beni anlayamazsın sofi dilimin iki cihandan aldığı öcü anlayamazsın
Modern şiirin en güzel örneklerinden biridir İtikaf.
offf ki offfffffffff dedim şair