İtirafname

"Unutmayın, hepimiz
evrenin büyüklüğünde
birer toz parçasıyız…"
...Ama bazı tozlar, yıldız tozudur.!
Kendini yakmak üzere olan bir kalemin çığlığıyım.
Evet,
kırık bir saatti zaman,
buz tutmuş bir nağmeydi sözlerimiz.
Hazan rüzgârında savrulan yapraklar gibi
titredi her hece…
Cemal'in cebinden düşen son mısra,
İlhan'ın gözlüğüne takılan ışık,
Turgut'un ceketinde unutulmuş bir hüzün varken,
"Bizden şair mi olurmuş?" dediler...
Ellerimi mürekkeple yıkadım,
her virgülde yeniden doğdum.
Her noktada
kendimi gömdüm…
"Kafiye lazım" dediniz.
Oysa ben
rüyalarımı bir kadına kaptırmıştım,
kelimelerim cam kırıklarına batıyordu.
Nasıl kafiye bulayım?
Edebiyatın külliyatına
bir soluk bıraktım işte:
Dokununca dağılan,
okuyunca uçup giden…
Unutmayın,
en nihayetinde
hepimiz
kâğıttan birer külüz.
Gün gelecek,
bütün bu timsah gözyaşlarına
güleceğim. Belki de ağlayacağım…
Şimdi kendimi
edebiyatın yüzüne bir çizik gibi atıyorum.
Biliyorum:
"Bu adam saat on ikiyi beş geçtiğinde
kendi gölgesinde var olacak" diyecekler...
Ama sakın ha,
bu şiiri yargılamayın.
Hem de çok çok önce,...