İyi Bak Senime
Aşılmaz sınırlar çektin aramıza
Kalbimi bir kurşun gibi sıkarak uzağa
Düştüm yerlere kırılgan kuru yapraklar gibi
Bir daha tutmazsın değil mi yine ellerimden?
Bir kıyıdayım ardımda sadece benim izlerim
Yürüyorum hayaline bir baston gibi tutunarak
Önce ellerin kaymıştı sonra sen ellerimden
Yıkıldım! Yokluğun serildi hüznüme
Bir düş verdim buluta
Ağlarsa damlaları ellerim yüzünde
Sonra yürüdüm gölgem ardımda
Rüzgâra bir selem iliştirip gönderdim onunla
Saçında dokunuşları kalır belki hani unuttuğun
Hayalin geçti bir an içimden
Silik dalgalı Tül gibiydi elbisen
Sırtın utancıma dönük
Yürüdü oda terkin seferine,
Oturdum kaldırımlar taşımadı beni,
Zordur, tutan olmazsa ellerinden.
Başım ellerinde gün batımı gidişin,
Karaya vurmuştum sularım çekiliyordu denize,
Oysa içimde bir gelin çiçeği özlemiydin sen
Rengi solup grileşen dünya penceremden