Izdırabı Dindiren Hüzündür Eylül
Deli bir yağmurdu diyesim var
Toparlanmamış eşyaların dağınıklığı kafam
Gece olunca korkutur beni cesaretim
İki duble rakı ve beyaz leblebi, hariç. .
Hava kapanmaya başlayınca yalandan güldüğüm insanlar,
Nasılda rahat uyuyacaklar yataklarında, kim bilir?
Hava kapanmaya başlayınca, yalandan güldüğüm olur. .
Anlatacaklarımı, hep ben dinlemek isterim aslında
Gizin içine gizlenen! Sen, utanma. .
Sıyrıldım ben, bu duygudan, hepimizin adına
Bizim'i, yine diyemiyorum bak!
Alışılmadık söz, dilde yakışıklı da durmuyorun demektiridir bu. .
Neyse, 'şunu' kazıyın kaburganızın üzerine
En çok orası acıyor, şüphesiz!
Fısıldayıp 'Stelios Kazantzidis', 'Tragoudo' diye haykırırken
Hüznün gökkuşağında dindirin ızdırabınızı sizde
Karanlıklar çökmeden, yahut sabah olmadan işte!
Yüzünüzde olmayan telaşla!
Ben hep söyledim;
Hava kapanmaya başlayınca, yalandan güldüğüm olur. .
Gülüşünü ısmarlamıştı oysa bana
Sevinmiştim altıncı filoyu sepetlemişçesine
Sonra yine kondu bağrıma o siyahi sözleri!
Irkçı davranıyordu kalbi ve gözleri!
Fakat siz yine bilmiyordunuz ki, benim de canım acır!
Hava kapanmaya başlayınca, yalandan güldüğüm olur. .
Her şey yerli yerinde şimdi, omzumun yükü hariç
Ben bu içimdeki korunmasız çocuğa, bakamıyorum kalbimde
Kötüleşmek adınada hiç bir şey yapamıyorumda, ne tuhaf!
Şansa bıraktım içimdeki iklimi!
Aslı astarı yoktu, kâinat şahit ki. .
Sen ve siz bilmiyordunuz tüm bunları!
Hava şimdi hiç de mühim değil aslında,
Meltem mi eser, fırtına mı kopar, hortum mu çıkar!
Çünkü konuşmanın sonunda, 'noktam eksik' biliyorum. .
Yalnız, sen de, şunu bil!
Doğmayan kızımın adı bile, şimdiden belli. .
Dedim işte yineliyorum, hem de hiç yüksünmeden
Hava kapanmaya başlayınca, yalandan güldüğüm olur!
ve
Sonbahar,
Beni
Hep
Korkutur.
Çünkü;
Biz, hüzünlü adamlarız. .
Eylül gibi. . .