İzlerin Sürgünü
gidiyorum
savrulduğum yollar üşüsün beni
öldüğüm bulvarlar bağırsın beni
yandığım yolculuklar titresin beni
biliyorum
en vurulgan sokağında uyanacağım
setubal’ın…
gece…
efsanelerini çavlayan bir kuğu
gibi bile olsa
bir ustura ışıltısında yorulduğum gibi
yorulacağım bedenine
biliyorum
kaçacaksın
honk kong’da
ikibindört yazında
bir banliyö treninin rüzgarında dağıldığı gibi
dağılacak saçların
çekik gözlü bir gölgeye dokunacağım
diyeceğim ki solukla kendini tanırım nefesini
asya kokacak, sen değilmişsin olacak
dizlerim yıkılacak
bekleme salonlarında öleceğim
peşindeyim
katlim kavim/ sürgün daim
en azından memleket kokan fularını bırak
bulmak için ütopya sancısın bu sefil kalbimde
biliyorum
gidiyorum
gidiyorum
sen bakma arkana sakın
göremem yoksa izini
çünkü o an
ben
ihbarlıyor olacağım
geride bıraktığım
bütün izlerimi
Değerli yorumlarıyla, beğenileriyle şiirime bir kat daha fazla değer kazandıran sevgili şiir gönüllüsü dostlara ve şiirimi güne taşıyan değerli seçki kuruluna sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. YAŞASIN EDEBİYAT.
ne kadar asil bir duygudur insanın kendini, geçmişini ihbarlaması..çok şiirdi
çok güzel bir şiirdi günü doldurmuş kardeşim emeğine yüreğine sağlık...sevgiler...