Kabadayı

Gök yüzü tümcesiz bungun,
Yüzünü göstermemeye kararlı,
Sarı dev,
Hava belirsiz puslu,
Ahir zaman titrek yorgun,
Döküntü çığlıkları karışıyor bir ananın,
Kedere,
İlk ve son kez ağlayarak,
Doğdu bir çocuk,
Meçhul bir günde.

Sığıntı anılarını on yedisinden önceki,
Pek anımsamaz,
Sonra başlamıştır ona göre,
Asıl ömrü zifiri.

On sekizinde babasını veremden,
On dokuzunda anasını zatürreden,
Yitirir,
Bu yüzdendir belli,
Sol yanında doğum lekesinin az üstünde,
Bir cendere izi,
Acımasızca belirir,
Zatıalide,
Kendi ekseni etrafında dönen dümenini,
O andan sonra geceye çevirir.

Nihayetinde resti çeker,
Bulsa bir kaşık kezzaplı dizede boğacağı,
Hayata,
Malum sonrası,
Zemheriye dahi aldırmadan,
Başlar kabadayılığa.

Yumurta topuk ayakkabı,
Sırtında yamalı ceketi,
Belinde;
Ne hibe edilmiş gümüş kabza Bursa işi,
Ne baba yadigarı kelepir altı patları,
Tek lütfu içten cesareti,
Oturur bodoslama kurtlar sofrasına.

Dününü bugüne onu da ertesi güne,
Benzetmeden yaşar,
Sürekliliği tek konudadır,
Her sabah;
Kız Kulesinin koynunda gezinir,
Her akşam;
Elena'nın derme çatma meyhanesinde,
Kadehinde umutları ile demlenir.

Anahtar deliğinden girdiğinden beri,
Sözü de dinlenir alemde,
Naçizde kılar alemi,
Haklının ezilmişin yanıdır baş köşesi.

Vadesi otuza geldi mi,
Riyakar bir dostunun kazığı yüzünden,
Suçsuz yere düşer mahpushaneye.

Bir iki üç dört beş,
Bir iki üç dört beş,
Adımlar metrisi on yıl boyunca,
Her gün devam eder,
Nasırlı ruhuna pens atmaya.

Yalnızlığını taşıdığı bavulu ile,
Çıkar dışarıya,
Çıkar ama,
Olmaz karşılayanı,
Yok ki arkada bıraktığı,
Hisseder ama itiraf edemez kendine,
Güy yeridir sevda ona,
İşte doğuştan kör talihte bu ya,
Kabadayı,
Üç beş güne kalmaz vurulur bir güvercine.

Racon kaldıramaz her sevdayı,
Yinede insafa gelir,
Bağrına basar bu virane aşkı.

Kırk beşine gelir kabadayı,
Siyam kadarken mutluluk ile mesafesi,
Hibe eder bendini,
Ölüme ulaklık eden kör bir kurşuna.

Eh be kabadayı,
Kendi oratoryonda yaşadın,
Yine kendi bildiğin gibi,
Fütur ibaresi göstermeden tek an dahi,
Mihengini yürek sayıp,
Tecil ettirdin göçünle sevdayı,
Ve o göçün oldu,
Tıpkı dudaklarından eksik olmadığı gibi.

Yağmur melekler eşliğinde inerken,
Kara toprağa,
?'Kabadayı''
Sen rahat uyu,
İsimsiz musallanda...

?'Giden gider kalan sağlar bizimdir''
En çok sevdiği cüzamlı sözdür sanırım,
Dansöz dünyanın.

20 Mart 2009 658 şiiri var.
Yorumlar (7)
  • 16 yıl önce

    Kutlarım kardeşim...😙.

  • 16 yıl önce

    Yağmur melekler eşliğinde inerken, Kara toprağa, â??'Kabadayı'' Sen rahat uyu, İsimsiz musallanda...

    â??'Giden gider kalan sağlar bizimdir'' En çok sevdiği cüzamlı sözdür sanırım, Dansöz dünyanın. 😙😙😙😙😙

    hayatın içinden cımbızla çekilmiş sanki.. kutlarım şairi👍👍👍👍👍👍👍👍

  • 16 yıl önce

    Yağmur melekler eşliğinde inerken, Kara toprağa, â??'Kabadayı'' Sen rahat uyu, İsimsiz musallanda...🤐

    yine okuttun şairimmmmm.

    tebriklerim kalsın sayfanda.

    👍👍👍👍

  • 16 yıl önce

    sona gel

    başa dön...

    tadında bir şiir

    kutlarım metin...👍

  • 16 yıl önce

    iç titretti okurken...

    can yaktı...acımsı bir tat bıraktı...

    ama yıne de tekrar tekrar okutuyordu...

    kutladım...