Kaburga Kemiğinde Amip Kalbi

Kaburga Kemiğinde Amip Kalbi



Saçlarınıza ne vakit dokunsam
Usul usul demir alıyor ıslak bir gemi çığlık sahilinden
Kışlık tedariklerini güney cenabıma taşıyor ateş karıncaları pür telaş
Sonu gelmeyecek bir mevsime eskimo kilerleri inşa ediyor Yakutan'lılar
...

Madam Siruş;
Kızınız değil sanırım sizsiniz aşık olduğum!

Hücrelerimde titriyor yakamoz
Gobi ıssızlığında
Ölümü ilk kez yeniyor beynim
On çeşmelerinde Beykoz'un
Çınarlar dikiliyor çıplak göğsüme, dizilimi dairesel

Sizi izliyorum,
Yeniköy'ü izler gibi... Tıpkı bir akşam vakti!
Ah! Biliyorum pek ayıp...
Fakat yine de
*Salınsın istiyorum kalçalarınızın gerdanında arzularım,
ring seferli motorları gibi boğazın
.
.
.

Gözlerinize ne vakit baksam
Fırlatıp atıyor beni güneşe  dev bir Taif mancınığı
Fethi mümkün olmayan gizli gamzelerinizde,
putperest ayinler düzenliyorum teslimiyetinize
Çene hizanızdaki o tek kıvılcım
Alevlere hapsediyor tüm yağmur ormanlarını
Sizi gördüğüm günden bu yana endamınıza kuraklanıyorum
..

Madam Siruş;
Kızınız değil sanırım sizsiniz susuzluğunu çektiğim!

Ağırlığını dirseklerine vermiş bir sfenks yüzüstü uzanmış;
daveti midir mahremime salınan tek sütun bacağı?
Mecallenemediğim kollarımla sokulsam gerisine, hakikate döner mi seraplarım binbir gece masallarında
Ki
Beli bükülmüş bir kolona en büyük işkencedir yana da eğimleneceği kum fırtınalı yalnızlıklar

Size yükseliyorum,
Beklenmedik misafir gibi yüz yüze ayakta duran
Atına ters binen kovboy imasında bir çift ay gibi gizemli vadisinde kızıl gerdanlar şakıyan
Yer gök karışmışken bir süpernova infilakında
Merdiven ustası çaresizliği gibi
Yükseliyorum size
.
.
.

Sesinizi ne vakit duysam
Yataklara sürükleniyorum karanfil tarlalarından baş aşağı
Vurgun yemekten korkan kalbim
Serviburnu'ndan
En derinine dalıyor boğazın
Sesinizi sesimle yankılandırıyorum gizli dehlizlerinde Yoros'un
...

Madam Siruş;
Kızınız değil sanırım sizsiniz hayallerimi süsleyen!

Söylemiş miydim?
Dediklerimden bir kum saati
Ense kökümden kalçalarıma akıtıyor zamanı olabildiğince zarif
Bir tenden başka bir tene geçebilmenin
vize telaşını yaşıyor ellerim
Acısız ölüm diliyor erkekliğim,
meme uçlarındaki birer ok başından çığlık çığlığa

Size geliyorum,
Koşumlarından boşalmış Bukefalos gibi
Kaosla bilenen Fırtınayaratan gibi
Bir solucan deliğine o ilk meşaleyi daldıran Flamm gibi
Geliyorum size ...

(Yıldıray Kızıltan)



09 Mart 2025 30 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar