Kabus
Çık
Çık git artık
Diyorum kendime avaz avaz
Durma
Haydi kır zincirini
Kaç kurtul sana direnen bu bitimsiz işgalden
Kurtul eşkali betimsiz yazgının sana biçilen direncinden
Çık artık
Bu suratsız
Bu mahşeri ormandan
Ben dahil
Duyan yok sesimi
:::
Bir kin ki bağrıma oturan
Anlatamam
:::
Bir yumrukta tuz buz ediyorum
Ormanın yüzüne tuttuğum aynayı
Sıyrılıyor etim
Parmaklarımda tuz sarhoşluğu
Başıboş bir oda peydahlanıyor
Aynanın sintinesinden
Duvarları kara
Kapkara
Parmağımdan kan damlıyor odanın tavanındaki göle
Taş sektiriyor gölün dibinde bir cüce
Bir eli ihtiyar çingenenin elinde
İhtiyarın elinde otantik tef
(Bir ceylan uzatmış narin boynunu, su içiyor gölden. Yaşı geçkin, çirkin mi çirkin, göbekli mi göbekli bir sansar, pusu atmış ceylanı gözetmekte... Ağzının kenarından damlayan salya göle değip, dalgalanan sudaki aksini gördükçe; deli divane aşık bir masal kahramanı zannediyor kendini haspam. Sorsan sansar değil, ejderhayı devirecek şövalye...)
Odanın dibinde paslı yayları çil çil parıldayan
Üç kişilik soluk bordo koltuk
Bakma böyle göründüğüme sen
Eskiden kırmızıydım
He heyyy ne asil kıçlar gördüm bir bilsen
Anlatsam durur aklın hafsalan
Hem de hepsi de bok püsür içinde
Diyor
Kulağıma inleyerek
Koltukta yola düşmeye hazır
Uçuk yeşil valiz
Valizde şehla gözleri seğiren
Mor suratlı sırıtık bir palyaço
İçim ürperiyor baktıkça
Dilim sürçüyor
Kalbim
Kalbim kaç kurtar kendini diyor durma
Bacaklarımda kramp
Tanıdık bir el itiyor sonra beni odaya
Ateşe atar gibi hışımla
Çarmıha gerer gibi gaddarca
Gergin mi gergin dişli
Uzun mu uzun tırnaklı
Tiz bir gıcırtıyla kapanıyor demir kapı ardımdan
Kulağımda kahkaha infilakı
Sırtımda hançer telaşı
Kalbimde su içen ceylanın tedirginliğiyle
Tökezleyerek atlayıp eşikten
Düşüyorum koltuğun dibine
Burnumun ucunda
Elli bir numara palyaço ayakkabısı
Burnumun ucunda
Akbabaları ziyafete çağıran leş kokusu
...
Bir tarafta develer tellal olmuş peştamal bellerinde
Pireler berber olmuş
Baldırı çıplak üç maymunun bitlerini kemiriyor
Tıngır mıngır sallanıyor anamın beşiği az ötede
İçinde ak gelinliği
Üstüne tünemiş kukumav
Az ileride
Mazot ve sidik kokusu taşıyor
Fillerin çektiği tren haliçe
Bir tarafta prova yapıyor sirk bandosu
Kurşun askerler nöbette
Paçamda yengeç ısırığı
Sırtımda kuzgun pisliği
...
Palyaçonun yüzü dönük duvara
Bir elinde
İki kırmızı balon
Bir elinde parmaklarımın kan pıhtısı
Unut diyor unut mayhoş bir sesle
Fısıldıyor ha bire
Fısıldadıkça uzaklaşan bir uğultuyla
Peydahlanıyor odaya sirke kokusu
Unut
Yüzünü sesini kendini
Görmüyor
Duymuyor
Anlamıyor
An mı yor
Seni hiç kimse
Unut
Unut
Unut
...
Üç elma intihar ediyor sonra
Üçünün de dışı allı pullu
Üçünün de nüvesi kan su meni
Düştükleri yer
Karanlık ısırığı
Yalnızlık salyası
İhanet ifrazatı
::::
Büyüyüp kendime geldikçe
Uzaklaşıyorsam kendimden
Kabuslar gibi hep kendime çarpıyorsa
Hep çıkmaza varıyorsa yollarım
Ben
Ben değilsem
Kimim
::::
Ben dahil duyan yok sesimi.. çok güzel şiir kaleminize sağlık saygılarımla.