Kaçta Okunmalı ki Yatsı

Kaçta Okunmalı ki Yatsı



Cami avlusu kısır sohbetlere vuruyorum bu aralar kendimi
İki çay ardından ömürlük nasırlarına basıyorum hacıların
Affıma mahçubiyetimden her seferinde salavad getiriyorum Inançsızlığıma
Ki o anlarda
Titreyen gözbebeklerimde sensizlik minareleri nasıl da ışıl ışıl
...!
"Neden yanıyorlar ki ?" diyorum
"Allah söndürmesin gözlerindeki ışığı" diyorlar... Gülümsüyorum!
.
.
.

Dönme be başım...
Devam edersen böyle dönmeye 
Dört bir tarafıma saçılacak şu tek kap aşım
*Yaklaşan davul sesi de halen hoş geliyorken ruhuma;
...
"Gözünü seveyim Yakup amca biraz açık olsun çayımın demi"

- Sana aşığım diyemem!

Sinir bozucu olan şeyse; tek/bir saniye dahi çıkmıyor olman aklımdan
Tenine midir hevesim? yoksa hevessizliğim midir yüzleşmeye korkularımla? yüzüm kızarıyor elimdeki resmine baktıkça
Ve
Kibirli suretimdeki bitkinlik "öl artık" dercesine düşüveriyor gözlerine, gözlerimden
Sesindeki acem-i iç çekişler tetikliyorken ardından mesane ataklarımı "sen asla ölme" nidalarıyla *koşuşturuyorum çeşmesi bol hacet mekanı akustiğine
Ah bir duyabilsen o kadar derin ki burada sesimin tınısı
Meydan okuyor bilgeliğimdeki isyanlar
Gül goncasındaki ironiye(*ROSEBUD)

- Sana hak veriyorum diyemem!

Sinir bozucu olan şeyse; tek bir kelimesini dahi çıkaramamam aklımdan dön bana yakarışlarının
Cehaletindeki kutsallık tetikliyorken kılıç kuşanmış libidolarımın isyanını
Hücumlarına çanak tutuyor geçmiş ramazan davulcusu, gözleri cüzdanımdayken

Oysa ne kadar da masumdu dudakların
Ve
Bir o kadar vakur
Dik duruşlarından ödün vermez memelerin
Minyon çıplağındaki *alım;
Sicimden gözyaşlarıydı sanki Meryemin

Dönme be başım...
Devam edersen böyle dönmeye
Yatsıya beş kala kan gövdeyi götürecek bu avluda
Ki
Dudaklarını ısıran vaizin de ışıl ışılken gözlerindeki nefret
Ey cemaati müslimin söyleyin bana ne olur;
...
Sadece bu günlük!
Hüznüm sebepli erteleyemez misiniz yatsıyı cevaza?...

- Notafor -

Her gece sessizce parlıyorsun şehrimin semalarında
İsyan ordularım! koşturun dört nala atlarınızı arka sokaklarında Beykoz'un...

Kanayan gözyaşlarım gecesinde, yasak edin uykularını çocukluğumun...

O en uzaktan sessizce sesimi dinleyen
...
Evet sen!
Kaptırma kendini sahte tufanların yaygarasına
Kaldır gözlerini topraklarımın büyüsüne
Buraların adetindendir sımsıkı sarılabilmek hayalindekine
Ki
Asla masum olmadığın
Ve
Gezinedurduğun her boyutunda yaşamın
Bir kez..
Sadece bir kez kendin için bak aynaya
Olmasaydın bu denli iki yüzlü
Beyaz atımın kanlı terkisinde
Gelinim olurdun cehennemime!

(Yıldıray Kızıltan) 

03 Ocak 2025 18 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • Aynaya bakıştan az öncesi derdim belki. Şafakla zifiri karanlığın o derin pazarlığında, son durakta en sonki otobüstür belki yatsı vakti, içinde hiç yolcu olmayan. Ya da maskeli, uykuludur yolcuları bilinmez. Ayrıca evet zordur kendiyle yüzleşmek. Tebrik ediyorum Yıldıray bey. Notafor?