Kadavra
Kaburgamdan sıyrılmış geçmişimin
Yegane kalıntısı
Kabuslarıma şekil veren
Sen
Ey
Issız
Çorak
Kadim vadim
Elindeki uluyan hançeriyle
Aşka dair umudumu taammüden katleden sevgili
Kadavraya dönen bağrımdan sesleniyorum sana
Nereden bilebilirdim
Bir damla bakışın
Arsız bir deniz olup beni boğacağını
Münzevi bir bilinmeze kanat çırpıyor şimdi
Gülüşünden havalanan mülteci kuşlar
Cinnet ile cehennemin arafında
Namert bir rehavet oynaşıyor avuçlarımda
İçimde
Bütün eğriliği ve iğrençliğiyle
Horuldayan bir sirk treni
Kursağındaki davudi sesle
Alaturka bir şarkı üflüyor kulağıma
"Ben seni unutmak için sevmedim"
Öğreniyorum ki şarkılar da yalanmış meğer
Vazoda boynu bükük Nepal çiçeği
Şamdanda buharlaşan gözyaşım
Dumanı mahzun sigara
Kederimle boğduğum rakı
Ve masada
Bitti bu aşk
Diye anons yapan
Piç kurusu
Hoyrat bir gramafonla
Öyle yetim öyle çıplak
Öyle bir başıma bırakan
Sen
Eyy
Mazimdeki kıskaç
Yarınımdaki sancı
Bak
Sadık olanlar
Adam gibi kalıyor
Duruyor karşımda
Geride kalan ben
Gidenin gülüşünde kaybolmaya
Gözlerinde boğulmaya razıyken
Neden gider ki seven
//..........................................................................
Bundandır
Senden sonraki sevdalarımın ölü doğması
.............................................................................//
Kalemine sağlık adaş. Yine bizi alıp götürdün bir yerlere, kutlarım!
Severken ayrılık, yaşarken ölmekmiş... Şiirin bu deyimi mühürlemiş adeta Uğur. Yüreğine sağlık.
/.......................................................................... Bundandır Senden sonraki sevdalarımın ölü doğması .............................................................................//
Şiirin özü. bu iki dizeye saklanmış.