K/adına

Emsalsiz bir yıkımla felçli şimdi yüreğim.
Ayrılık gürzü indi geleceğe, düştü gardım.
Gelecek süslü öpüşlerle zehirlendi dudaklarım.
Değişti rengi iç çekişlerimin, küstü sigaram.

Sönüyor gözümde ışıklar, hediye ettiğin karanlığın hâkimiyetinde.
Ölüyor düşler, dünü yâd eden bugünlerde.
Avazım pustu, göremeyince seni sessizlik denizinde.
Kalmadı mecalim, aşk girdiğinden beri ayrılık himayesine.

Rafa kaldırdım artık aşkı gözyaşımın eşliğinde.
Tozpembeydi oysa bir zamanlar aşk gözümde.
Pembesi yokmuş, anladım aşk gözüme düşünce.
Bu yüzden yaşarır gözüm, tozu kalmıştı çünkü içinde.

Askıda nöbetteymiş, yokluğunun korkulu ceketi.
Ne kadar soğuk sarıyor şimdi bedenimi, titretiyor tenimi.
Buz kestiriyor adeta yüreğe, tarifsiz yokluğunun hiddeti.
Vurgun yemiş, sızlıyor şimdi Biz'in geleceği.

Tipi başlıyor arada, ağarıyor saçlarım ansızın
Sararıyor yüzüm, ölü giydiriyor tenime sızın.
Matlaşıyor özüm, toprağa dönüyor yönüm.
Hissediyorum sonum kışta açmış bir gül kadar hazin.

Üftâdeyim, el pençe divanım Sensizlikte.
Yazgım budur deyip, dilim Yaradan'a şükretmekte.
Bedenimse yokluğunda biraz daha çürümekte.
Takatim kalmamışta olsa, kalemim Adının adımlarında sürünmekte.

Tarumarım, gönül yangın yeri, yok mu su?
Aşkın diyarında, gizde midir Ayrılık, hep midir pusu?
Susatana mı susayana mı yıkılmalı Ayrılığın suçu?
Bu yıkımdan, bu savaştan sağ çıkanların nedir kozu?

Üç üfürüşte kopacaktı oysa Kıyamet.
Neydi o "git", bu mu Aşkın varlığına hizmet?
İsrafil'le edilir mi hiç böylesi rekabet?
Gün gelecek kapını çalacak Azrail elbet.

Nabza göre sunduğun şerbet değil, zehir.
Yarın dediklerin zehirden olma bir nehir.
Dün kanarsa nehrine, bugüne ne denir?
Varlığından başkası olur mu ki o zaman panzehir?

Cürmüm sevmekse, var mıdır suçsuz gözünde?
Amade değil miydi bu beden, emir bildiğim her sözüne?
Neydi çıkarın önce "gel" sonra "git" demekle?
Hıçkırışlarım ninni mi oluyordu yoksa gecelerinde?

Üslubu olmalıdır Aşkın, kirli adına açılmış sayfalarım kadar temiz.
Bir anlamı olmalı gidişlerin, geride kalanın giyindiği kefen kadar beyaz.
En azından iki söz biçilmeli, gidişinle kışa bürünüyorsa yaz.
Lal mısın yoksa?
Otur öyleyse senli dünlerimi gömecek kadar bir mezar kaz.