Kafe
Kafe
dili yok ezgilerin
izleri olur
derin..
bir kafe alır
seni yürütür
elburusta gezdirir
gunnipte dinlenirsin.
zülüfler,gamzeler geçer aklından
döğüş dolu yolarda gezersin.
boynuna ilmekler vurulur
sökülür ciğerlerin
bıçağın üzerinde tabanların
ha bölündün ha bölüneceksin
kulağına çarpan sesin
umutdur nefesi.
kafe bin can
içinde bir nehir
kafkaslardan
çerkes kaması kadar sivri
ayak parmak uçları.
dimdik yaşamak içindir.
gönlümde çağıldıyan
ağlayan kafe,mahzun derin.
avuçlarımda saçların
ha çıktım gökyüzüne
ha çekdim seni aydan.
kafe içimde akan nehir
sen gönlümdeki aşksın
söylesin Karadeniz
haykırsın Dagıstan
kaç bin can
kaç bin can
kafe çalsın ağlasın
aksın içimden nehir.
Halil İbrahim Uysal
Sade, akıcı, ve serbest bir anlatım... Çok güzel
Tebrikler paylaşıma. 👍👍👍