Kağıttan Hüzünler
Turuncu bir gökyüzü aldım avucuma
İçinde yer yer kurşuni bulutlar
Bir de yıldızlar vardı sessizliği bozan
Takılmadım bu sefer sarmaşıklara
Beni dört taraftan saranlara aldırmadım
Bu şehri ben yarattım...
Ben serptim üstüne kağıttan hüzünleri
Yeşil bir denize vardı sonra gözlerim
Rıhtımda hayalimsi insanlar...
Bir de gemiler vardı yalnızlığa demir atan
Merak ediyorum
Bir yanılgı mıydı yakamozlar
Sulardan yansıyan silüetler peki
Neydi beni darlayan
Karanlığa sürükleyen kabuslar...
Yorgunum artık...
Hiç olmadığım kadar
Ah o kağıttan hüzünler...
Bir mahmur şairi ıslattınız onca insan arasında
Sahi şair kimdi
Kimdi yanaklarında ıslak hayaller kuran
Ağarmış saçlarına mısralar dizen...
O kırgın bakışlı mıydı şair dediğiniz
Bilemiyorum...
Yüzünden düşenleri kendisine soramam ben
Duyamam içinde koşturan çaresizliği
Bilemem yüreğindeki eylülleri
Oysa kırmızı koltuğundan
Bir avuç sulu kar yağışını izlerdi o şair
İzlerdi dışarıyı
İçinde dağılanlardan habersiz
Kutluyorum bu güzel şiirinizi gönülden
Gün Eksilmesin Pencerenizden
Saygılar Sevgiler
Şair içindir o kağıttan hüzünler biteviye yazar insan içinin dağılmışlığını çünkü en çok o beyaz kağıt dinler ve anlar şairi .Kutlarım Hasan bey