Kalabalık Bir Uğultu
Ben de sürgün edildim
Bir kitabın okumayıp atladığınız
Geçtiğiniz yerlerinden birine
Hep yürümekle geçti zamanım
Bazen sokak kokan kelimelerin
Bazen konak kokan
Bazen de iki bağlacın arasında
Yürüyüp geçtim öylece
(bütün sayfalarda)
Bir fotoğrafın anısı
Sizi ne kadar meşgul edebiliyor
Ya da anısı olan söylenmiş bir kelime
Zamanı bütün o kalıplarından çıkarıp
Sizin dünyanızın bir olgusu haline getirmiyor mu
Kandırmayalım birbirmizi
Hepimizin on saniyede bir yıl yaşlandığı
Bahtsız bir sırrı olmuştur
Saklı kalsın
(bütün şarkılarda)
Boğuluyorum bazen tozlu sayfaların arasında
Bazen böylesi iyi diyorum
Bir iğne yarasını
Yine bir iğne ile dikmeye çalışmak gibi
Çaresizliğe bürünüyorum zaman zaman
Aşağı mahallede kimler uyuyor
Kimle üzgün kimler mutlu
Kimler aşık kimler ayrı
Bütün o maviye dağılmış yıldızların adını
Ve yalnızlığını
Ve sessizliğini
Bilmek istiyorum
Öyle derin bir boşluğum var
(bütün beyaz kağıtlarda)
Şimdi az ciddi olmak gerek
Odamdan çıktığımda
Yine aynı kavganın ortasında
Yapayalnız bir şekilde bulacağım kendimi
Aşkı ve şiiri dibine kadar yaşamak isterken
Siyasetinden ekonomisine
Eğitiminden insanına kadar
Kalabalık bir uğultuda kayboluyorum
(bütün şehirlerde)
Ben de terk edildim
Denize atmak için arayıp
Çirkin diye ayırdığınız taşlar gibi