Kalan İki Cuma Selası
Siyah dünyanın beyaz güzeline...
Ferahlatan bir havanın
Boğucu yalnızlığından yazıyorum...
Kelimeler boğazımda düğüm sanki
Son nefes gibi dökülüyorlar beyaz kağıdıma...
Bir daha döner mi dünyam bilinmez...
Küçük kıyametim olacak gidişin
Büyüğüne nispet yapar gibi...
Aklımın dağları yerle bir olacak
Gönlümün okyanusları kaynayacak...
Ömür bir ağacın gölgesi
Ve biz o gölgeye sığdırdık sevdamızı
Kimi zaman çiçekler yağdı üzerimize
Kimi zaman bir dal parçası sakındırdı bizi...
Şimdi;
Hasrete döküldü yapraklar,
Gidişine kırıldı dal...
Şimdilik sadece kurumuş ağacımız ve biz varız...
Peki ya sonra?
Kızıl bir kıyamet ve uçsuz bucaksız bir çöl...
Kalan iki cuma selası kadar kıyamet
Yedi gün, yedi ömür
Her gece bir son nefes...
Yalnızlığı çağıracak ilk sur
Ve üflenmek üzere...
Şimdilik sadece sen ve ben varız...
Peki ya sonra?
Kızıl bir kıyamet ve yalnızlık...