Kalbim Nazım’a Karanfil Veriyor Yekbun / Köprü
Yekbun;
İçerideki ablukada, kör edici bir güneşin
C a n l a r ı n ı n altında kalbinin parçalarında
İğne lekeli yasların yağmur kuşu göğsünden
Aktığını gördüm.
Ve kangrenli bir aşkı ah sevdiğini!
Elleri ve ayakları sisli sol içinden saklı
geçiyordu.
Orada eğreti dualarını yazdığın
Aşk köpründen geçene kadar
Yükseliyorum
ve kalbinin lambalarını yakıyorum Yekbun!
Seni Arnavutluk da evde bekliyorum.
Şamdanlarının sularında
Dumanı tüten ay ışığının altında
Ne zaman aklıma
Bir dönüm noktası olarak gelsen,
Yekbun!
Kuşların zihninin köşesinden
Aşağı salındığını ve kalbine demir attığını
Hiçlikte görsem!
Üzerimden bir okyanus geçiyor.
Seni
beni bir daktilonun tuşlarından söküp
çıkarıyorum.
Seslerinde utanmaz bir gün
Kağıda döküldüğünde Yekbun!
Ateşe veriyorum kalbimi.
Ateşte gezinen Suzan’ın besteleri
Ne zaman vakitsiz üstümde
Ahitsiz gezintiye çıkıp tepinseler
Aklım ayak uçlarımda çırpınıyor.
Yüzümden duvarlara yazılıp
İşlenmiş sesimle haykırıyorum!
Hira’nın çöl sevdalarına ah inat.
Suzan’ın uyumsuz resimleri
canlandıklarında
Tuval fırçalarının yansımalarından
Kelebeklerin kalplerinden seni yazmak
için
Atların yüzlerine binip
Sabahın koynuna ormanın sesini
gönderiyorum.
Çaya koşan ince belli kelebeklerle
Eski zaman mısralarımın geçtiği
Yüzü olmayan hazan ağaçların altında bir
yerde
Bütün şiirlerimi gökyüzüne savuruyorum,
Yekbun!
Rüzgâr mayası tutan şiirlerimin beyaz
gömlekleri
Nazım Usta’nın mezarında her zaman
Devrimci çiçekleri açar.
Kendimi orada otururken gördüm Yekbun!
Çiçekli kuşlarla
Gökyüzüne kızıl bir türkü yakıyorum.
Her yer yanıyor Yekbun!
Kalbim Nazım’a karanfil veriyor.
Kalpodasında
Işıklarhepaçıktır
7.11.2024 00:01:35
https://youtu.be/XI03mYx-xQo 🤍🍃