Kalbin Bende Mukadder

Kalbin Bende Mukadder

Bir zamanlar gözlerin kırmızı panjurların arasından beni arardı.
Şimdi sensiz günler birbirinin tekrarı...


Ayrılığın başladığı yer midir aşk?


Sensizliği nasıl anlatsam...
Sen olmayınca ruhum bedenimi terk ediyor.
Dilsiz bir hüzün var içimde.
Bu bir kara sevdanın katran karası hali...
Kalbimdeki yerini başka bir şeyle dolduramadım.
Seni düşündüğümde özlemin tomurcuklandı.
İstemedim yüreğimin ezikliğini görmeni.
Bak, sensiz de sevebiliyorum seni.
Sensizlik bu kadar yazdırıyorsa bana
varlığın kim bilir ne duygulara gebe kalacaktı…
Sana yazarken kaç defa sildim sözleri.
Kaç kez ağladı kalemim,
Ve yazmamak için kaç kalem kırdım, bir bilsen...


Sende kendimi gördüm.
Unuttuğum duygulara dokundun.
Masalsı çekimine karşı koyamadım zamanla...


Zaman:
Belirsiz bir zaman...
Takvim yapraklarını döküyor,
bir bir ömrümüzden çalan...
Bir zarar, bin ziyan...
Makam: sabır...
Çile ve kahır...
Vardır bunda da bir hayır!


Başka bir zamanda çıkmış olsaydın karşıma
belki mutlu sonla biten bir masal olurduk.
Belki sen de severdin beni...
Belki sevdiğine pişman olmazdın.
Şu dört duvar, korunaklı kalemizdi bizim.
Yüklediğim anlamlar bir nefes kadar 

yakın hissettiriyordu beni sana.
Bulunduğun her yer
cennetin bir tezahürü gibiydi yalnız dünyamda.


Sensizliği nasıl anlatsam…
Sonunda tavsiye ettiğin kitabı aldım.
Sevdiğin bir şeye sahip olmak elini tutmak gibi...
Kitabın her sayfasında bir başka resmin,
ön sözünde ilk bakışın, arkasında da gidişin...


Sensizliği nasıl anlatsam…
İliklerime kadar işlemiş özleminden başlasam çözülürüm belki. 

Düşünsene, çatılmış kaşlarını bile özledim!
Sen yazmadan yazamıyorum ve parmaklarım küsüyor bana.
Buğulu gözlerle senden gelecek mesajları bekler oldum.


Sensizliği nasıl anlatsam…
Konuşmadığımız her güne düğüm atıyorum.
Ihlamur ağaçlarının gölgesi bile kendine doğru çekiyor beni.
Binlerce mum yaksam da yüzümde karanlığın sayrılığı...
Biz istemedik bu ayrılığı!
Şimdi bir uyurgezerin boğazlanmış hayal gücünü andıran ezgisinde,
gece ile gündüz birbirine karışıyor.
Biliyorum buhranlarım kalbini çok yordu
ama bir tek sen anlarsın karanlıklarımda beni.
İnan, elimde olsa yumurta sarısına boyanmış
bir tahtanın üzerine kalbimi bırakır giderdim...
Giderdim! 

Ama gidemiyorum senden!
Yer gök şahidim olsun,
kendimi cezalandırdığım her gün her gece şahidim olsun, 

seni çok sevdim!

Ben seni çok sevdim!
Bir tek sen çözebilirsin içimdeki düğümleri.


Hazırlıklı olmadığım soruları sormaya başladığında,
Kural ihlali devreye girip inkara başvurmadan
ya susuyor ya da konuyu değiştirmeye çalışıyordum.
Dilime kilit vurup ağzımı mühürlemek o kadar basit değildi oysa...
Sözleri savuran biri olmamıştım asla ama ya zihnimi...
Saha dışı kaldığım en zayıf noktaydı.
Sana olan sevgim gibi...
Derinden gelen uyarılarla savaşım gibi...
Senden gidemeyişim gibi...


Tamam, kabul ediyorum:
Kalbin bende mukadder...
Sensiz dolduramadığım zaman içime akıyor.
Sanki bedenim ayrı kalbim ayrı hareket ediyor.
Sen vuslatı olmayan bir özlem...
Ben gözden uzak, kapanmış bir perde...
Ateşe verdiğin bir şiir olsam diyorum,
sonra sensizlik düşüncesi kahrediyor beni. 

Yapamıyorum!
Seni çok özlüyorum...
Kum saatinden son tane dökülürken zaman avuçlarında duruyor.

Ve beni de bu şiirin içine hapsediyor.
Burada bir tek sen görebilirsin beni.
Bir tek sen görebilirsin beni!
Haydi gel de çöz içimdeki düğümleri!



Kayıt Tarihi : 24.07.2019  00:54:00

14 Ekim 2024 10 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)