Kalça Çıkıklı Aşk
sabahın köründe balıkçı teknelerinin
motorunun sesi ile Limanda boşaltılan gemiler gibi
tonozun altında kala kalmışken bir başıma
bütün bir geceyi bana zindan eden ağrıların
o kalleş haliyle aydınlanan güne kahrettim
yolunda gitmeyen bir şeyler var sevgilim
hiç bu kadar yalnızlık kokmamıştım hiç bu kadar
bırakıp gitmemiştim dağı taşı kurdu kuşu
şarabın sıcaklığı balıkçı ağlarına vurup vurup
ciğerlerime dönüyordu say ki öcünü alıyordu kirpiklerinin
kirpiklerimi çeke çeke bağırdım yangın var yangın var
dibimde deniz kucağımda bergamot şarabı
balık bekleyen kedilerle kendi halimde
yeni bir lisan bulmuş mırıldanıyor iken karardı aniden gök
kuzgunlar sanki leşmişiz gibi üstümüze geldiler
beyaz çoraplarımı kızıla boyayan kan kokusuyla uyudum
oysa hiç bir Tanrının dilinden kutsanmayan
bir türküde buldum öldürülmemiş bir kaç çocuğu
göz yaşlarını göğsüme doldurdum milliyetsiz bir sunakta
kesilip bir kenara atılmış kurbanlardan bir koro kurdum
ritmini kalbimden aldığım şiir bile mutlu etmiyor artık beni
inanmıyorum hakikatin o masum yüzüne gülenlere
yalanı olmaz sevginin asla seven öldürmez seven yıpratmaz
seven piç etmez sevdiğini sabah ezanı sokaklarda
Kutlarım usta güzel dizelerinizi