Kaldırım Çocuğu

Üzgünüm çocuk!
gözlerine baktığımdan beri...
Sanmazdım seni yaşlı
böyle telaşlı...
Sanmazdım küçük ellerin
kaybetmiş sıcaklığı...
Tercih edilen bilirdim
kaldırımlarla yaşamanı
Tehcirmiş meğer, göremedim!

Üzgünüm çocuk!
ateşine dokunduğumdan beri...
Kim bilir?
Kaç mevsim üşüdü yanakların
Temmuz sıcağında
Şubat kaldığını rüyalarının
Herhangi bir aralıkta
yerde bulduğun eldivende
anne okşamasını nasıl bulduğunu
Kim bilir?
Babanı özledin mi çocuk?
İsmini bilmediğin babanı...
Hangi dilde hatırlayacaksın
Öğrettimi sana konuşmayı
molozlar arası unutulmuş oyuncaklar.
Merakın mı var? nasırlı avuçların
Nasıl olur dokunuşları...
Kardeş kavgalarının ardında
yenen dayağı...
insanın zoruna gider ya
kardeşin ağlaması, bilir misin sen?
Geceler boyu süren haklılık dalaşı
sana yabancı gelir belki!
Hakkaten çocuk, tokat yedin mi hiç?
Dehrin attığından başka...
Bak nasılda yoksun kalmışsın
yoksulluk telaşından
Mahrum etmişsin kendini
Mahkumluğundan bu yana
yaşama savaşına...

Üzgünüm çocuk!
sesini duyduğumdan beri...
Çöp kovasından yarılan ellerini gördüm
Kanın kırmızı değil mi senin?
Onada mı karıştı düşüncelerin
Böyle kara kara damlar
Kimsesiz mi sanarsın kendini?
Bunca kalabalığa ne dersin çocuk?
Göremedim ortalıkta
sana kızsın diye anneni
şöyle adamakıllı fırçalasın
bu mahsus muzurluğunu
Ağlıyor musun çocuk?
Hangi ara öğrendin ağlamayı
Baban mı öldü?
Ne diye kızarmış gözlerin?
Nereye aktı yaşların
Kimse görmez seni
Görmek istemez yada!
Tenhada kurulan düşlerini mi yitirdin çocuk?
Bu kirli suratla ne diye çağırırsın perileri
Üç dileğin oldu mu bunca zaman
ki,
Hayal edersin lambada cini
Masal bunlar çocuk, masal!
İnanma harikalar diyarına
Kuş tüyü yastık yok,
Papatyalı yün battaniyeler hayal
Sen sıkıca sarıl kartonuna
doldur koynuna,
Anne haberleri dolu nemlenmiş gazeteleri...
Bak yine titriyor ellerin
Bak yine donmuş rüyaların
İyi uyu çocuk, acıkaraktan
Akşama perişan kalman lazım
En çetin kabusları gör
Anasız, haber bültenlerinin yüzü
seçileceksin yine...

Ağlayacaksın, haykıracaksın kim(?)liğini
Poşetlere doldur hallerini, naylon düşlerin olsun
Çek nefesi, düşün bulutlarda gezsin
Çık yükseklere çocuk
Git birazda yalnızlığını gökte yaşa

Üzgünüm çocuk!
Ellerini yerde bıraktığımdan beri...
Düşüşüne rastladım birgün
Saygın ayakkabılar yanından geçiyordu
Bir an yeltendim, uzandım
İçimdeki insan ' Kaldırın çocuğu' diyordu
Dışımdaki şeytan 'Kaldırım çocuğu'...
diye durduruyordu.

Bugünlük affet beni çocuk
İnsanlığımı diğerleri gibi
Bende evde unuttum
Üzgünüm çocuk!
Sadece üzülebildiğim için,
üzülebildiğimden beri...

13 Şubat 2013 98 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar