Kalleşlerin Türküsü
bir gün deniz kabuğu kesti ayağımı
sonrasında tuzlu su dağladı
o zamanlar çocuktum aldırmazdım
nasılsa annem vardı sarardı yaralarımı
zeytin mevsimiydi el bilmez acısını
ben bilirim Kara'nın ve ayrılığın
dahası yanar döner bilyelere takılır kalırdı aklım
ne giden umurumdaydı ne gelen
her bulduğum rüzgarda
uzaklara serpiyordum avuç avuç umutlarımı
sonraları gidenlere el sallamak huy oldu
döner mi dönmez mi düşünmeden
artık uzak illerdeyiz deniz sen ve ben
hayalin çok çok ötelerinde kaldık
on beş yıldır bana ulaşmayan sesine inat yazıyorum
artık ben daha bir babayım
sen ise çocukluğumu öldürdüğünün
farkında bile değilsin
şimdi kalleşlerin türküsünü dinliyorum
’ kara tren gecikir belki hiç gelmez’