Kalpağı Başında
*(1)Kemik için ilik neyse, insan için bilgi odur;
insanın ziyneti akıldır, kemiğinkiyse iliktir.
Bilgisiz (kimse) iliksiz kemik gibi boştur
iliksiz kemiğe kimse el uzatmaz.
Varlığın her insana öğüttü Uğur
Seni insanın insana aşk-ı eğitti Uğur
*(2) "Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi"
Ayın yirmi dördü geldiğinde ocağın
Pis bir barut kokusu tüner namlunun ucunda
Ayazında Ankara üşür, üşüdüğüdür zamanın
Ve doğduğu andır zamanın öldüğünü sandığı anda
*(3)O dilediğini rahmeti içine kor, zalimlere ise elîm bir azâb hazırlamıştır
Hiç okumuyorlar mı? Allah'ım yazıtını
Sana iman ettiğini söyleyenler,
Senin imtihanına mı tabiiler
Yoksa kendi hesaplarını mı görüyor Allah'ım?
İnsan diye yarattığın katiller
Sanmayın dostlar bir insan vuruldu
Çoğu azımıza, varı yoğumuza döndü
Aramıza iyi bilinirdi diye yazıldı
Sırtı sırtımıza, yüzü yüzümüze döndü
Başında kalpağı, gururla duruyor Uğur
Öldüğünü sananlara inat, bir daha doğuyor Uğur
Kalpağının ağırlığından başı, ezilmemişti bir an bile
Memleket denen yokuşu çıkarken yüksünmemişti
Elleriyle tuttuğu ve dahi yazdığı kalemi
Bir kere bile boynunu bükmemişti
Çağırsam gelecekten gelirdi
Dökülsem gökyüzünden tutardı
Işısam aydınlıktan tanırdı
Bilirdi ne idi insan olmak
Ateşi gömlek bilip giyenlerdendi Uğur
İnsanı melek bilip sevenlerdendi Uğur
Daha birbirimizi tanımadan sevmek
Görmeden-de izimizi bulmak
Farkında olmadan aynı yolda yürümek
Kaç el tuttu kim bilir sıcaklığını Uğur?
Dağ olup yamaca dönerdi Uğur
Dal olup güneşe yürürdü Uğur
Kerbela'da yanan ateş içindeydi
Çarmığa gerilen akıl başındaydı
Tufana tutulan gemideydi ruhun
İnsandan insana gidiyordu yolun
Aydınlığın insanı alçalttığı yerdeydi yüreğin
Cahilin duracağı yere kurulmuştu bilgeliğin
Kalpağını yere kim düşürdüyse
Düşecekte sırattan
Kim yerde bıraktıysa kalpağı
Kaçamayacak karanlıktan
Bu bir hırka gibidir taşıdığımız sırtımızda
O bir öğüt gibidir tuttuğumuz başımızda
Bir an başlar, bir anda biter, an gibidir ömür
Bir can doğar, bir can ölür, yeryüzü canla örülür
Sonsuzluğa yolculuk eden zaman gibidir ömür
Her can bir can'la yaşam olur, ölüyken de dirilir
Heykelin dikildi böylece andımıza Uğur
Ölürken de yaşadı varlığın canımızda Uğur
Şimdi öldüğünü nasıl kabul edecek melekelerim
Hayır, ben şimdi, ben şimdi ölmeyeceğim
Ne zamanki bütün insanlık erer huzura
İşte o zaman, seni toprağa gönül rahatlığıyla gömeceğim
O zamana dek sürer bu savaş, savaşımız
Mayına da basar, dinamite de ayağımız
Yoluna çıkar, peşine düşeriz kararlılıkla
İzini sürer, yok eder karanlığı aydınlığımız
Şimdi yürüyor, yolun daha başında Uğur
Bizleri de çağırıyor, kalpağı başında Uğur
*1(Atabetü'l Hakâyık-Yükneli Ahmet Edip)
*2(İncil-Markos 10:45).
*3(Kuran-ı Kerim 76/30 İnsan(Dehr suresi)meali-Elmalılı Hamdi Yazır)