Kâmil Efendi
Kapında körkütük sarhoş etmeden,
Şarap kokusuyla dağıtma beni.
Aklımı başımdan alıp gitmeden,
Boş hayal peşinde seğirtme beni.
Ayıbı unuttur, arsız kalayım,
Namus şişesini, taşa çalayım,
Sus diyorsan içir, sızıp kalayım,
Susuzluk çölünde savurtma beni.
Dersen ki 'bana ne, yananlar yansın'
Derim ki; ya sen, ya, şarap utansın,
Beni benden geçirmezse, koy kalsın,
Buz gibi sözlerle soğutma beni.
'Yürü git' diyorsan, meşhur köprüden,
Bi-edep olmasın, buyurun önden,
Mademki insanca doğuşum senden,
Hayvan kalacaksam doğurtma beni.
Irmaklar akıtsan kadehim dolmaz,
Deryaları versen bir damla olmaz,
Bir şarap içir ki akıllar almaz,
Leylasız mecnuna çevirtme beni.
Gönlün tur değilse davet eyleme,
Can'sa al, sır'sa ver, yolda eğleme,
Ben çocuk değilim masal söyleme,
Hikâyeler sunup avutma beni.
Zıtlıklar içinde tezada düşüp,
Birini severken birine küsüp,
Haksıza yan çıkıp, haklıya kusup,
Haddimden ziyade dedirtme beni.
İplerin ucunu fazla kaçırdık,
Gönül kadehinden sözü taşırdık,
İkili oyunda, cephe şaşırdık,
Dost isen, düşmanla devirtme beni.
İçimiz İlahi şarapla dolsun,
Beden hepten sarhoş, benzimiz solsun,
Ölürsem ölümüm, bu aşktan olsun,
Yaralıyım, fazla delirtme beni.
20.06.1999
muhteşem dizeler...
böyle bir üstad karşısında teknik konulara girmeyi haddim olarak görmediğim için önünüzde saygıyla eğilerek tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum...
selam ve dua ile.