Kan Damarı
İçi şehvet ve masumiyet dolu bir yazgıydı bu, kontrolü ele alınmışlığın tek yenilgisiydi. Dolgusu acze olan
ve nefretinin saf halinden türetilmişlerin yegâne müptelasıydı.
Onlar, gerçekleşen efsanelerin gerçek olamayacak kadar hem kusurlu,
hem de kusursuzlarıydılar.
Önce damarlarındaki akan kan yürüyordu gizliden gizliye...
Sonlarının nasıl biteceğini bilmeden,
Geriye pişmanlıklarını bırakmamak sızın devam ediyorlardı yollarına...
Ne pahasına?
Yaşadıkları kısacık bir örüntünün olduğunu göremeyecek kadar bağlıydılar birbirlerine...
Sonunu kendileriyle yazmak isteyenlerle doluydu bu dünya.
Peki ne pahasına?...