Kangren Sevdam
Mezhebi geniş bağrımdan
Söküp atıyorum bu gece seni
Kangren sevdam
Son günlerde sevda izi ayrılık izine karıştı zahir/sus pus olmuş sözcükler
Ehemniyeti olmayan sübyan bir ikindi tüm vakitler
Ehliyetsiz
Reşit bile olamayan
Saniyesini kaybetmiş sevdalar
Sığıntı kentler
Sığıntı bedenler,yürekler
Ağlamaklı zavallı aşıklar
Hırpalanmış tüm imgeler elimizde/çıkmayan mavilikler var dilimizde
Hoyrat bir umudun bağbozumu belki vakit
Katre katre akıtıyor öfkesini en derinlerine
Mintanında taşınamayan duygu yüklü utançlar
Anarşist bir vedanın eşgali veriliyor radyoda
Pür telaş olmuş uzuvlar
Yarım yamalak bir lisan belediye otobüsleri
Kaçmak gerek
Polis devriye geziyor
Kafa kağıdı yok ki vedaların
Eşitliği bozulmuş çok bilinmeyenli ayrılıklar durağına geldik
_Müsait bir yerde inecek var kaptan!
Sus zamanı geldi bizim buralara
Çıkısında olanları çıkarsın herkes
Kalabalık ağzımdan tenha kelamlar dökülsün biraz
Belleğim harp halinde akreple
Çelme takıyor tebessümlerin arada
Dudaklarına konuyor yine bir aşk
Öpmek istiyorum aşkı
Haram kılıyor gözlerim dudaklarını
Ağlıyorum
Kırılıyor hülyalarım ulu orta
Ağlıyorum
İçimde bir çocuk ağlıyor
İnce hastalığa tutulmuş bir şiir kıvranıyor ilham perilerinin parmaklarında
Sevginin beyazı ayaza çalar bir siyaha dönüşüyor hafiften
Ne varsa yutuyor yine
Yasemin kokuların bile hapsoluyor
Çivisi çıkmış sevdaların /nerde o eski ustalar
Ne uzun bir veda havasıdır bu böyle
Taş çıkartacak cinsinden ayrılıkların
Muğlak bir aşkın son çırpınışlarında şiir
Yazık ki
Yazık ki
Vakit tamam sevdam/kesip atmak lazım bu kangreni
Zirâ
Gözü sulu artık bu kentin
Tahammülüm yok ıslanmaya