Kanıyorum
Sahil kenarına düşmüş birkaç damla yalnızlık
Kara kaplı aşk defteri yapraklarını birer birer dökerken
Karardı gözlerimdeki ışıklar
Nemlenmiş gökyüzü
Ruhumun alevleri bir ejderha misali
Yakıyor bedenimi
Kimdir benimle dans eden
Yalnızlık mı bu yoksa büsbütün korkum mu
Yaşlarım dökülürken gözlerimden
Kalbimi kavuran bu acılar neden
Tertemiz duygularım vardı bir zamanlar
Hayallerim eşlik ederdi yudumladığım her kahveye
Bir beyaz gölgem vardı benim
Dağ taş demeden peşimde gezdirdiğim
Buğulanıyor camlar
Kasvet dolu bulutlar kol geziyor her yerde
Aman vermiyorlar mutluluğa
Ellerim uzanıyor yavaşça karanlığa
Mezar taşları kapkara olmuş
Topraklar artık kül rengi
Soğuk cesetler taş kesilmiş
Beyaz gülüm kokusundan feragat etmiş
Nicedir görmek isterim sevinci,neşeyi
Korkularımı yerle bir edip semaya bakmak
Bir güneş doğsun aydınlatsın bu şehri
Ne olur durdurun artık ayrılık denen zehri
Kanıyorum sonsuzluğa baş eğmeden
Son damla acı yüreğime değmeden