Kaotik Girdap
I.
O efsunlu gözlerinle,
Bir denklemin bilinmeyeni gibi;
Zincirleri parçalayan çığlıkla
Son kez dile geliyorum…
Hislerim, yarım kalmış bu dizelerde,
Dudağımda, acının mühürlü bir iz var
Negatif sayı gibi.
Kanlı avuçlarımda geçmişin izleri,
Taşıdığım yükler, ömürlük acılar,
Mağrur bir duruşun ötesinde,
Bir paradoksun içinde hapsolmuş bir sabit gibi.
En sert kralara bile direnç gösterdim.
II.
Sevdanın girdabında kayboldum,
Kargaşa teorisinin ortasında,
Karanlık bir bakışta silindim
Yine de haykır, sesin yankılansın duymasan bile.
Ters orantıda parçalandı her bir hücrem,
Parçalı bulutların ardında,
Ferimde dökülen yaşlar sel olup aktı.
Bir limitin sınırında arşları bile kıskandırdım,
Tek sığınağımı eski hatıralarda buldum.
III.
Yaşamın perdelediği ıslak hüzün,
Çaresizlik içinde yitip gittiğimi hissettim, dile gelmeden.
Dizlerim, yılların ağırlığıyla eğildi,
Bir zahid gibi, yola revan oldum.
Gönlümde yalnızlık, derin bir boşluk,
Sert ellerde sıkıştı umudum,
Menekşeler açarken dışarıda,
Bir bilinmeyen gibi çözümsüz kaldım,
Karanlık duvarlar arasında kayboldum.
IV.
Umutlarımın son durağında,
Azıcık huzur verdin en zor anlarımda.
Gücüm tükenmiş, boş hayaller gibi,
O sinsi bakışlarının gölgesinde,
Suskunluğumu bir kez daha bozmadan,
İçimdeki karanlıkla yüzleşmedim.
Bir melankolik, kimliğimle yüzleşirken,
Derin yaralarımda bir kez daha acı hissettim.
Sözlerinle sessizliğimi yırtmadan,
Karanlığın içindeki köşelerde unutuldum
V.
Bir uçuruma düştüm, geri dönüşü olmayan,
Hasretle yoğrulmuş uzun mesafelerde yaşadım.
Kendimi kaybettim, hüsran dolu yollarda,
Kaosun içinde denge arayışında.
Bir göçebe gibi yaşıyorum sevdanın topraklarında,
Yarınlarım, umudun kanatlarına tutunmuş,
Bir yorgunluk bıraktın ardımda,
Zor problemler gibi karmaşık kaldım,
Özümde özümü bulamadım.
VI.
Karanlığın derinliklerinde silinirken
Her zerremde bir umut ışığı aradım.
Sözlerin sessizliğinde,
Özlemlerim göğe yükseldi.
Bir içsel sancı, ruhumda bir ateş yakarken,
Bir zamanlar içimde parlayan yıldız,
Şimdi karanlıkta solmuş belirsiz imgeyim
VII.
Kaybolan izlerimi bulmak için,
Eşgalimi aradım, hüsran dolu sokaklarda.
Sensiz bir yaşam, boş bir rüyaydı…
Bir sığınmacı gibi yaşıyorum tutkunun zindanlarında,
Geleceğim, rüzgarın izinde savruluyor.
Yalnız bıraktığın bu ömrümde,
Bir düş olarak kaldın.
VIII.
Zihnimdeki şafaklarda, gün doğumunun hüznü dudağında,
Ey yalanların esiri!..
Ey sahte vaatlerin mirası!!
Her sözümde derin bir anlam var,
Düşüncelerim, dile gelmeyen manidar sözlerle dolu;
"Keşke sevdayla anılsaydı adım, bir kez
Ayaklarına sererdim kaderi..."
IX.
Her şey bir kıvılcımı söndürmek kadar kolay değil,
Derin manaların gölgelerinde,
Son bir kez daha anla beni.
Gökyüzünün karanlığında kaybolan umutlarım,
Gözlerinde bir yıldız gibi parlamak isterdim.
Bir sözcükle değil, sonsuza dek sez beni,
O derin bakışlarında,
Son bir kez daha kavra beni...
X.
Kayıp bir geçmişin izlerini aradım,
Sessizlikte yankılanan hayallerin peşinde.
Düşüncelerimde yankılanan acılar,
Bir kederle örtülmüş umutlarım.
Yalnızlık, her adımda peşime düştü,
Beni bulmak için, bir kez daha.
Gözlerimde aradım seni,
Ama artık o eski ben değilim.
yalnızlığın derin izlerinde bir gölge gibiyim...
İmgeler tatlı tatlı kullanılmış.Okuyanın imgeleri çözme çalışmak gibi derdi yok.Matematiksel terimler de kullanılmış.İyi şiir derim.Selam ile.