Kapalı Kalp / Açık Kulübe Şubat / Tanımlayış

hava hala çatır ayaz
tıpkı martta olmasını tahmin ettiğim gibi...

şubat seni tanımam için ne de güzel oldu,
ilk defa gördüğüm dilin,
daha bir kırmızı sanki.
ofların azaldı şu sıralar
ve
beni farketmeye başladın.
her halinle hissediyor ve hissettiriyorsun...

her sabah ve akşam birer kez
üç saniye bakıyorsun sadece,
eczane gibi hissediyorum kendimi,
her yakaladığımda gözlerini...

ekmek çalacak,bir çocuğun
bakışı gibi, bakıyorsun.
kendimi çalınmış hissediyorum
bakışlarında,
cezasını ertelediğim bir suçlusun
artık bu odada...

bir türlü soramadım sana,
kimsin, nerden geldin, ne işin var buralarda
hem kız başına buralar çok uzak sana.
annen, baban, aslında sevdiğin yok mu ?
diyeceğim ama önce formalite geliyor
kızıverecekmişsin gibi hissediyorum
hafif-hafif te korkuyorum hani gidiverirsin diye...

gerçi gidemezsin bu soğukta,
gidecek olsaydın neden gelesin ki?
ama gidersen şimdi elalem ne der?
sahi sen gelirken ne demişlerdir acaba buralara?

daha kendimi anlamamışım,
seni anlamaya çalışmak beyhude aslında.
inzivadayım bir senedir buralarda,
bir kulübe yaptım, kalbimi kapattım.
tek unuttuğum, bir gece dayandığın,
benimse dayanamadığım eşikti.
biliyorum
almamalıydım seni.
ama o kadar güzel geldin ki
tüm yıldızları sanki yüzünde söndürmüşlerdi
ve sen her bir söndürmede ne ahlar etmiştin.
ve sormamıştın ' girebilir miyim ' diye.
ne kulübeye ne de hayatıma...
çok farklıydın çok...

artık bir odada, iki münzeviyiz biz.
sus orucunu boynuna takmış.
medrese öğretileri ile yetişmiş iki talebe,
ben medreseden dervişi sevmiş atılmış,
sen, mezun olmuş, hayata atılmış.
istemeden ama,
iyi ki münzeviyiz biz.

artık şubat bir birimizi anlama ayı gibi,
bakışmalarımız iki düşman ülke hüviyeti kazandı.
bir sen kullanıyorsun, bir ben .
diplomatik temaslardayız, müzakereci seçmememişiz daha.
ortada masa da yok gerçi,
oturulacak karşı karşıya...

alıştım artık odada sana,
her gözümü açtığımda önce sana bakıyorum,
o kadar ki şubatın yirmi beşiydi,
ve sen dışardan gelmemiştin.
ben se adını bile bağıramamıştım
keşke adını bilseydim, hiç değilse adını.
bir ağacın dibinde, uzaklara çok uzaklara
bakarken görmüştüm, görmezden gelip geçmiştim...

ilk senin için endişem di bu.
son olmayacak gibi sanki,
şubat bitti bitecek ve sen hala burdasın
mart olsa hava daha mı soğur,
ya biz?

biz derken oda yani
neden senden duygularımı saklıyorsam
bir defterde kalacaksın tıpkı o gibi...

şubat ocak gibi seninle bitti
çok tuhaftı, çok sessiz, çok yalnız, çok kalabalık
çok tertipli
iki münzeviyiz artık ben medreseden atılmış
sen hayattan dışlanmış...

[beyaz_yalan]

25 Ekim 2011 36 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Başlığının çekiciliği ile tıkladım şiire..Bir de baktım ki uzun uzun okumam gerek.Bir aralık verdirseydi eğer nefesime,finale varamazdım. Sözün özü içtenliğini, bütünlüğünü ve sadeliğini çok beğendim.

    ''kendimi çalınmış hissediyorum bakışlarında''

    Tebrikler sayın şair.