Kar Suyu
sabah sörfü dökülüyorsa filizlerinden göğsünün
yağmurun hıçkırıkları titriyorsa
şafağa hasret kızılcıklarına sinelerinin
bil ki rüzgar seni esiyor Liva çıplaklığımda silinen izlerinden..
akordeon eziklerinden sızıyor ten
kar suyu unuttuğum uslarında biçiliyor pembe kabarcık ahrazlar
serçeler çöküyor boynuma ayaklarından
hayal semen cilveler yıkanıyor Liva
duldalarında öpüşleri gül şeblerinin
ah!Saç bağı yüzüne saçılmış sevişmeleri
besteliyor dalga dokunuş soluk
doğruldukça çekimser başkaldırışlarına
içselliğinin yayı kırılıyor
ısırdığım gelincikler geliyor aklıma
doyamadığım bakışlarından koşturduğum mızrap taylar
akışına kapılıp kaybettiğim
buhuru meryem uçlarından titil tiril süzüldüğüm
hani !Göğü kirpiklerimle taradığım
nefes nefese kaldığım sokuluşların Liva…
kıskançlığından ah! Benim gülücük doğuran çocuğum
seken arp perdelerinde kışladığımız
alkış zerre damlacıklarda çarpılan oynaşmalarımız
ay ışığını emzirip koynaklarımıza sakladığımız
güne renk saçtığımız belini büktüğümüz asmacıklarda bellerimiz…
ah!Liva sağrılarından enginlerin pelerin ırmakları sürdüğümüz
olgunlaştığımız kollarına
yatırdığımız deniz kızları rüyaların
pul entarisinden koptuğumuz ham ziynetlerde dürtüldüğümüz
kuğu durgunluğu biten bakışlarından
içi görünen seherlere koşturduğumuz hüma ötüşleri
ah! Sarı şeker tomurcukları çam perilerin
çarpıldığın sis efsun duduların saçaklarında
şeytan aldatan dere sarmaşıkları
sersem ıslıklardan fuşya göbek çengilere
yağdırdığımız bulut altları …
eteği savruluyor sarhoş hezeran eğreltilerin Liva
süt sütun tırmanışlar sıyrılıyor
yosun şelale baldırlardan
yüzdükçe kokunda çölleri suluyor polen toz dallar
sedef kuşağı dans fışkırıyor fosfor yüzeylerinden
aralanan tenhalarımla birleşiyor yansıyışın Liva
derinleşiyor yüreğime kaçırdığım maviliklerin
içtikçe incecik ağrısından sessizliğinin
düş kurutuyorum sırılsıklam
sayıklayışlarına güneşi yavruluyorum
toplanıyor kanatlarına kelebeğin süzülüşlerin
gölgelere deliniyor beden
yükseliyor geçişlerimizden çığlık çığlığa aşk!
''Ekin Sanat sayı 167''