Kara Mazi
Geldi
Karamazilerin
Doludizgin kara kısrakları...
Karardım...
Kara "yaşam" çeliğinden,
Kapkara bir damga,
Şahsi bir harp için,
Kızardı...
Ruhumun kalbine
Değdiği an,
Saba makamına
Benzeyen ritmik bir et cızırtısı,
İs ve misk kokusu...
"Dayanılmaz"dı...
Her an düşeyazmakta olan
Semâvâri bu âzâyı
Bir lahzâ zağlandırıp
Arş arzın arasında bıraktı.
Âzânın,
Hem vakitli,
Hem kazâlı
Dört rekatlık farz-ı kifâyesinin
Yarısındayım.
Azazil ve Azrailin,
Her zerremi infilâk ettiren,
Buluşmasından mütevellit,
İçimdeki anavatan paylaştırmasının,
Tam ortasındayım...
Lakin yine de,
Azazil dostluğunun,
Ne öncesindeyim,
Ne sonrasındayım...
Ben, ruhumu titreten,
Aziz Abdullah Yorgo'sundayım...
Çanlar çalmasın diye,
Ruhumun "can eğrisi" nin
Semai kaidelere
Muhalefetten mütevellit,
Hem ortasındayım,
Hem sağındayım,
Hem solundayım...
Birbirine halatvari bağlanmış,
Üç vücudumun,
Üç muhtemel vücuduma,
Hem muhalefetinin,
Hem ittifakının,
"Tan ortası" ndayım...
Can eğrisinden düşmeyeyim diye,
"Semai kaide" metalinin,
Can yongasındayım...
Ruhum uzaktır ruhlara,
Sekiz cihetteki,
Boğalar'ın Akrepler'in
Oğlakların arkasındayım...
Lakin bedenimi soracak olursan,
Hala Yusuf - Yehuda havrasındayım...